17 Haziran 2011 Cuma

Kimse yok mu?


TFF Başkanlığı birçok bakanlıktan bile daha güçlü bir makam.  Her şeyden önce özerk. Ancak Başbakanın bu seçimlerle hiç ilgilenmeyeceğini düşünmek gerçekten saflık olur. 

5 Haziran tarihinde “Başbakana açık mektup” başlığı ile bu sütunlar aracılığıyla başbakanımıza açık bir mektup yazmış, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleri ile ilgili olarak, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının kalbinden geçenleri aktarmaya çalışmıştım. Bu mektupta iletmeye çalıştığımız “ Lütfen, ya çıkın işaret ettiğiniz kişiyi telaffuz edin, ya da ‘Beni bu işe karıştırmayın özerk futbol kendi başkanını kendi seçsin. Hatta benim hoşlanmadığım kişiler bile aday olabilir. Seçilen her kim olursa olsun arkalarındaki en büyük güvence benim’ deyin” mesajı adresini dolaylı olsa da buldu. 

Başbakan biz vatandaşlara ve gazetecilere açık seçik ifade etmese de, futbol camiasına gerekli işareti verdi. Kendisine en yakın bürokratlardan olan Mehmet Atalay çok istekli olduğu halde adaylığını bile açıklayamazken, ailenin damadı Göksel Gümüşdağ başkan adaylığından çekilerek, diğer aday Mehmet Ali Aydınlar’ın yanında başkanvekilliğini kabul etmek zorunda kaldı.  

Mehmet Ali Aydınlar, ''Türk futbolunun menfaatleri açısından Gümüşdağ feragat etti. Başka aday çıkacağını düşünmüyorum. Bu saatten sonra çıkan her aday ülke futboluna zarar verir'' diye konuştu. Bu apaçık bir şekilde başbakanın işaretini belli etti. 

Yazılarımı okuyanlar biliyor, ilginç ve renkli bir seçim olacağını dile getirmiş, tarihi bir kongre yaşanacağını belirtmiştim. Bu yaşanılanlarla zaten ilginç kısmı gerçekleşmeye başladı.

Bir de Aziz Yıldırım faktörü var elbette.  Yıldırım, Göksel Gümüşdağ’ı destekliyor gözükmesine rağmen, aslında asıl adayı Mehmet Ali Aydınlar’dı.  Aydınlar’a açık bir destek vermesi işine gelmezdi. Zaten futbolu domine ediyor diye eleştirilirken, bir de desteklediği adayın başkan olması ona zarar verirdi. Oysa şimdi yaşanılacak herhangi bir yönetim zaafında ya da Fenerbahçe’ye karşı yapılacak bir hakem hatasında çıkıp “Bakın ben demedim mi ?”  diyebilecek ve Fenerbahçe’de başkanlık için adı en çok geçen rakibini de bu şekilde yıpratabilecek. Yani bir taşla iki kuş.

Benim asıl hayrete düştüğüm ve kabul edemediğim şey ise, Aydınlar’ın “Başka aday çıkacağını düşünmüyorum. Bu saatten sonra çıkan her aday ülke futboluna zarar verir” sözleri. Tüm futbol camiasının, bu söz karşısında sessiz kalması, hatta kabullenmesi beni çok şaşırtıyor.

Koskoca Türk futbolu Süper Lig’deki birkaç kulübün adayına teslim oluyor. Bank Asya, 2.Lig,3.Lig ve taban birlikleri seslerini çıkarıp “gık” bile diyemiyorlar. İçlerinden bir aday çıkaramıyorlar.

Oysaki Türkiye Futbol Federasyonu Ana Statüsüne göre aşağıdaki şartları taşıyan her T.C vatandaşı aday olabiliyor. 

Madde 38 Başkan Adayları
1. Genel Kurulda Başkan adayı olmak isteyen kişi, ilgili Genel Kurul toplantısından en geç yedi
(7) gün önce TFF Genel Sekreterliği’ne yazılı olarak başvurmak zorundadır. Süresinde
başvuruda bulunan Başkan adayları Genel Kurul toplantısına altı (6) gün önceden başlamak
üzere TFF’nin resmi internet sitesinde (www.tff.org) ilan edilir.
2. Ayrıca başkan adayları, Genel Kurul toplantısında delegelerinin beşte birinin yazılı teklifini
de Genel Kurul Divan Kurulu’na sunmak zorundadır. Ancak her delegenin bir başkan adayı
gösterme hakkı vardır.
3. Başkanlığa aday olacak kişide aşağıdaki şartlar aranır:
a) 25 yaşını doldurmuş ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak,
b) Seçim tarihinden önceki beş yıl içerisinde, toplamda iki yıl hak mahrumiyeti cezası ile
cezalandırılmamış olmak,
c) Temerrüt halinde, kesinleşmiş vergi ve sosyal sigorta prim borcu bulunmamak,
d) Türk Ceza Kanunun 53. maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir
suçtan dolayı iki yıldan fazla süreyle hapis cezasına ya da Devletin güvenliğine karşı
suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, milli savunmaya karşı suçlar,
Devlet sırlarına karşı suçlar ve casusluk, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık,
sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına
fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık
suçlarından mahkum olmamak,
e) Yukarıda sayılan yüz kızartıcı suçlardan biriyle hüküm giymiş kişilerin cezaları
ertelenmiş, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa bile Başkan olmaları mümkün değildir.
f) Bir TFF üyesinde başkanlık veya yönetim kurulu üyeliğinde bulunanların, seçimden önce
TFF Başkanı seçildikten sonra derhal o görevlerinden istifa edeceklerine dair yazılı bir
taahhütname vermeleri zorunludur.

BİR CESUR ADAY ARANIYOR…

Görüldüğü üzere isteyen herkes aday olabilir. Bunun için tek gereklilik 7 gün öncesinden TFF Genel Sekreterliği’ne dilekçe ile başvurmak. Ardından 6 gün boyunca ismi TFF’nin resmi sitesinde aday olarak yer alır. Aday Genel Kurula katılır. Ancak Genel Kurulda yarışabilmek için 302 delegenin 62 sinin imzasını alması gerekir. Aksi takdirde adaylığı düşmüş olur. 

Kısacası adaylık dilekçesi veren herkes, bir anlamda TFF Genel Kuruluna akredite olmuş olur.
Milyonlarca futbol takipçisi var.  Hiç kimse mevcut duruma tepki göstermeyecek mi?  Çıkıp bir kişi bile “adayım” deme cesaretini bulamayacak mı? Mehmet Ali Aydınlar’ın karşısına çıkacak kimse yok mu?
Bence olmalı. Hatta bu aday futbol camiasından olmak zorunda bile değil. Şimdi sıra o cesur adayda…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder