31 Ağustos 2019 Cumartesi

Siyasetten nefret ediyorum

Sevgili dostlarım, arkadaşlarım, beni tanıyanlar

Uzunca bir süredir yazmıyorum. Yazının gücüne olan inancımı yitirdim sanırım. Ama yine de insanın içini en iyi dökebileceği yolun yine yazmak olduğunun farkındayım.


Daha önce defalarca dile getirdiğim gibi siyaseti oldum olası sevmiyorum. Anlamıyorum da zaten! Hoş anlamak istediğimde de mantığım almıyor. Bu konuda özürlüyüm. Akıl yoksunuyum.

Türkiye’de benim düşüncelerimi ve isteklerimi tatmin edecek bir parti yok. Dünyada var mı onu da bilmiyorum? Bu konuda bir araştırma yapmadım.

Bir arkadaş edinirken hangi millet, hangi din, hangi düşünceye sahip olduğunu sorgulamadan, sadece dürüstlük ve sevgi çerçevesine önem vererek hareket ettiğim için, her kesimden yüzlerce çok yakın arkadaşlar edindim. Ancak son birkaç yıldır “Taraf olmayan bertaraf olur” sözüne her ne kadar inanmak istemesem de, son günlerde dostlarımla yaşadığım sıkıntılar, bu sözü doğrularcasına bana baskı yapıyor.


“Mahalle Baskısı” dedikleri şey bu olsa gerek.

Muhalefeti destekleyen arkadaşlarım iktidarı eleştiren yazılar neden yazmadığımı, iktidara yakın arkadaşlarım da muhalefetin yanlışlarını neden dile getirmediğimi sorguluyorlar. Sanki ben yazınca tüm dünyayı değiştiriyormuşum gibi benim tepkilerimi dile getirmemi istiyorlar. Hatta daha ileri gidip 30 yılı geçkin arkadaşlıklarını bitirenler, bana sen “militansın” diyerek hakaret eden dostum, kardeşim sandığım insanlar oldu. Ya onlar gibi düşünmeliydim ya da onların arkadaşı değildim! Çok kötü! Çok üzücü!

Oysaki ben daha çok Konfçyüs’ün “Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil” sözünü kendime destur edinmiş biriyim.


Sözümün para etmediği zamanlarda susmayı tercih ediyorum. Hele bilmediğim ve ilgimi çekmeyen konularda topa hiç girmiyorum. En iyi bildiğim konu “Spor” olmasına karşın uzunca bir süre spordan uzak kaldığım için 4-5 yıldır spor konusunda bile yorum yapmamaya çalışıyorum. 


Yazdığım yazılarda da genelde bardağın dolu tarafı ile ilgilenmeye çalışırım. Negatif değil pozitif olma gayretindeyim. Eleştirmeyi severim ama icraatın da zor bir operasyon olduğunu bildiğimden insaflı olmaya çalışırım. “Yiğidi öldür hakkını yeme” demiş ya atalarımız, ben de güzel yapılanı alkışlarım. Kötü yapılan bir şeyi de yapıcı bir şekilde eleştiririm.


Elbette bazen dilimin ucuna gelip de yazamadığım konularda yok değil. En nihayetinde benim müşterilerim var. Müşterilerimin çoğu iş adamı. Onların da siyasi bağlantıları ve ilişkileri var. Benim yapacağım siyasi olmasa bile düşüncesizce bir eleştiri ya da yorum onları da zor durumda bırakabilir. Buna dikkat etmek durumundayım.


İnatla ve ısrarla siyasetten uzak durmaya devam edeceğim.


Bu yazıyı okuyan arkadaşım sen hangi görüşten olursan ol, (eğer vatan haini değilsen!) ben seni seviyor ve destekliyorum. Çünkü eminim ki sen vatanını seviyor ve düşüncenin bu ülke için en iyisi olduğunu düşünüyorsun. Tıpkı benim gibi.