21 Nisan 2012 Cumartesi

Hala umut var

Çok değil bundan 4 yıl öncesine kadar Türk Futbolu Avrupa'nın parlayan yıldızı olarak adlandırılıyordu. A Milli Takımımız marka olmak yolunda emin adımlarla ilerlerken, dünya futboluna yön veren anlı şanlı rakiplerimiz bizimle aynı torbaya girmekten korkuyordu. Bu dev ülkeler, hesaplarını yarı finalden önce bizimle karşılaşmamak üzerine yapıyorlardı. Çıtamız çok yükselmişti. Hatta “Avrupa Şampiyonluğu kesmez Dünya Şampiyonluğu'ndan aşağısı kurtarmaz” diyenler bile vardı. Çok güzel bir rüyaydı! Bu rüya çabuk bitti.

Futbolumuzu bu noktaya getiren bir milat olmuştu elbet. Kulüpler bazında bu milat efsane Jupp Derwall’e başlamıştı. Milli Takım ayağında ise Sepp Piontek ufkumuzu aydınlatmış ve Fatih Terim gibi bir İmparator ortaya çıkarmıştı. Hiç şüphesiz bu başarıların ardında bu hocalara güvenen, onları destekleyen, arkalarında duran yöneticilerin de payı çok büyüktü.
Bugün geldiğimiz noktada, yaşanan muhteşem yılların ardından başa dönme tehlikesi ile karşı karşıya kaldık!

Süreci hep birlikte takip ettik. Türk Futbolu 2008’de kaldığı siyasi depremin enkazının altında kaybolup gitti. Günden güne eridi. Yaşanılanlar, yapılanlar, işi her geçen gün daha da dönülmez noktaya taşıdı. Tüm icraatlara bir de şike soruşturması eklenince futbolumuz bugünleri gördü.
Futbolun içinde olanlar, bu spordan beslenenler, bu sporla yaşayanlar bindikleri dalı kesmekten geri durmayınca, futbolsever sayısındaki düşüş,  futbola olan ilgi, güven, dibe vurmaktan kurtulamadı. Birçok medya mensubu ise ya gönül verdiği renklerden dolayı, ya çıkarlarından ötürü, ya da korktuklarından olsa gerek olanı biteni görmezden geldi.

Tüm bu süreç içinde TFF’nin başına geçen yönetimlerin belki de yaptığı en doğru iş Abdullah Avcı’yı Milli Takımlarımızın başına getirmek oldu. Part – Time hoca Guus Hiddink faciasını maddi manevi yaşayan ülkemizin bu travmadan kurtulabilmesi için en doğru isimdi Avcı.

Abdullah Avcı yeni bir miladın başlangıcı olabilir. Türk Futbolunu hiç şüphesiz en iyi tanıyan isim. Türkiye Liglerinde bir takımın başında aralıksız en uzun süre Teknik Direktörlük yapan rekortmen bir hoca.  Genç Milli Takımlarda görev yaptığı dönemde büyük başarıların altında imzası var. Ve o kuşak bugün en olgun çağında. Onları en iyi tanıyan da yine Avcı...

Ancak bugün sokakta 10 kişiyi çevirsek ve A Milli Takım Teknik direktörü kim diye sorsak sanırım yarısından çoğu bu soruya doğru yanıt veremez. Abdullah Avcı ismi henüz A Milli Takım Teknik Direktörü olarak kafalarda oturmadı.

Bu dönemde sadece tek bir milli maç olması bu durumun oluşmasında etken gibi gözükse de, yabancı hayranı olan köşe başlarını tutmuş spor medyamızın önde gelenlerinin zihniyetleri ve eylemleri bu algının oluşmasına neden oluyor.

Abdullah Avcı çok şansız bir dönemde Milli Takımlarımızın başına geçti. Bu şansızlığı fırsata çevirmek elbette onun elinde. Ama gerek medya gerekse futbolseverler de bu süreçte Abdullah Hocanın yanında yer almalı.

Futbolun çirkin yüzünden kurtulmanın tek yolu futbolu yaşamak. Bunu da gönül verdiğimiz renklere toz konduramadığımız için başaramıyoruz. Madem öyle ortak paydamız olan Ay Yıldızı gönülden destekleyelim ve Türk Futbolunu yarınlara götürmesi için dua edelim. Benim bu konuda hala umudum var.