29 Haziran 2014 Pazar

Türk Futbolu Can Çekişiyor

Türk futbolunun iyi yönetilmediğinden, her geçen gün kötüye gittiğinden yıllardır bahsediyorum.  Çırpınıyorum… Haykırıyorum… Yok, yok, yok! Hem de bunları bazıları gibi sadece bugün yapmıyorum. 3 Temmuz öncesinde yazmaya başladım. Açık açık dillendirdim. “Türk futbolu sakat kalacak” dedim, “Türk futbolu sakat kaldı” dedim... Anlatamadım!

Şimdide Türk futbolu can çekişiyor diyorum!!!

Parmaklar insan vücudunun ayrılmaz bir parçasıdır.  Parmaklardan biri herhangi bir şekilde yaralanırsa ve gerekli zamanda müdahale yapılmazsa iltihap kapar.  Buna rağmen herhangi bir girişimde bulunmazsa kangrene çevirir ve etrafına sirayet etmeye başlar. Artık tek kurtuluş vardır o da parmağı kesmek; yoksa ufacık parmak tüm organların iflasına yol açar. İnsanı öldürür!!!

Türk futbolunun temelini hiç şüphesiz 3 büyükler dediğimiz Galatasaray,
Fenerbahçe ve Beşiktaş oluşturur. Galatasaray’sız  Fenerbahçe, Fenerbahçe’siz Beşiktaş, Beşiktaş’sız  Galatasaray düşünülemez… Tıpkı bir elin 5 parmağı gibidirler. Her parmak ayrı bir öneme ve değere sahiptir.

Türk futbolunda ters giden bir takım şeyler 3 Temmuz’la birlikte yaralanmış, sonrasında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın kendi çıkarlarını korumak için yaptığı girişimler sonrasında kangrene dönmüştür.

Eğer bu kangren temizlenmezse Türk futbolu hakkın rahmetine kavuşacak. Nasıl mı?

Geçen sene bu zamanlarda dile getirdik “UEFA bir ilke hazırlanıyor” dedik. “Londra’da değiştirdiği disiplin talimatını ilk kez Fenerbahçe ve Beşiktaş başta olmak üzere, Türk takımları üzerinde uygulayacak. Birçok takım bir alt ligde mücadele etmek zorunda kalacak” diye uyardık.

Sanırım artık o vakit geldi. Her ne kadar Fenerbahçe taraflı medyamız olayı futbolseverlere farklı lanse etse de, bir algı operasyonu yürütse de sonuç değişmeyecek.

Aziz Yıldırım hakkında verilen hukuki karar ile ilgili burada ahkâm kesmeyeceğim. Ben hukuk adamı değilim. Uzmanı olmadığım konularda çok fazla yorum yapamam ancak şunu söyleyebilirim; birilerinin sürekli olarak beynimize işlemeye çalıştığı gibi yeniden yargılama kararı değil bu karar, sadece bu konudaki talebin kabule değer olduğu yönünde bir karar.

Siyaseti de çok iyi bilmem ama bu konuda o kadar aleni bir şeyler oluyor ki anlamamak için aptal olmak lazım.  Aziz Yıldırım ile ilgili verilen bu karar Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Fenerbahçe taraftarının gazını almak için gerçekleştirilmiştir. Bu karar bile Türk hukuk tarihinde bir ilk. Hukuk tarihimizde daha önce Yargıtay’ın onadığı bir kararın infaz aşamasında mahkeme tarafından bozulduğu ve infazın durdurulduğu başka bir dava yok.

YEREL KARARLAR UEFA’YI BAĞLAMAZ


Yine buradan hep sportif yargılamanın farklı işlediğini ve bu süreçte Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından katledildiğini yazdım. Yerel mahkemelerde alınacak hiç bir kararın UEFA ve CAS’ı bağlamayacağının altını çizdim. Aziz Yıldırım hakkında beraat kararı verilse bile bunun UEFA ve CAS açısından hiç bir anlamı olmayacaktır.

Yazdığım yazılar hakkında fikirlerini sorduğumda bana “Çok doğru yazmışsın. Her satırına katılıyorum” diyen ağabeylerim, neden bu konuda düşüncelerini yazmazlar acaba?  Hayatlarında futbol oynamadıkları halde iş teknik direktörleri ve futbolcuları eleştirmeye gelince mangalda kül bırakmayan meslektaşlarım, konu Fenerbahçe olunca “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığıyla ve "sakatlanırız" endişesiyle bu toplara girmekten çekiniyorlar!

Tapelerin ve fiziki takip tutanaklarının ortaya çıktığı gün Fenerbahçe ve diğer kulüpler için bu iş bitmişti. Buna rağmen bu süreç tedavi edilip kangren olmadan olay sonuçlanmak üzereydi. Dönemin TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar’ın, Şenes Erzik ile ürettiği Play Off modeli ve puan silme önerisi UEFA tarafından da kabul görmüştü. Her ne kadar bu pisliğin içine bulaşmamış kulüpler bunu içine sindirememiş dahi olsa onlar bile Türk futbolunun geleceği açısından durumu kabullenmişti. Aziz Yıldırım kendini kurtarmak için, Fenerbahçe’yi ve Türk futbolunu feda ederek bu seçeneği yok etti.

Algı operasyonundan etkilenen Fenerbahçeli dostlarımız hemen bu işin cemaatin işi olduğundan, siyasi olduğundan, komplo olduğundan bahsedeceklerdir.  Bakın UEFA bu konuda çok net. Önüne gelen delillerin hukuki yollarla elde edilip edilmediğini dikkate almaz. Yoldan geçen bir vatandaş dahi bir şike pazarlığını kayıt altına alsa ve UEFA’ya gönderse bu kayıt UEFA’nın tüm kurullarında delil olarak kullanılır. Siyasi olup olmadığına, önüne arkasına bakmaz… Şike var mı yok mu ona bakar.

TFF’NİN ÜYELİĞİ ASKIYA ALINABİLİR


Fenerbahçe UEFA’nın başına bela oldu” diye yazmıştım. Gerçekten de UEFA bizden yaka silkmeye başladı. Ancak UEFA kangren olmuş bir yara için uğraşmaz. Keser atar! Avrupa’nın tek ve mutlak hakimi tarafından Temmuz ayı içinde bir karar verilmesi bekleniyor. Bu karar çok radikal olacak.  İlk olacak. Büyük bir ihtimalle Türkiye liglerinin yeniden şekillenmesini gerektirecek kararlar alınacak. Çünkü  UEFA ilgili kararında yöneticileri şike eylemine karışan tüm kulüpleri küme düşürecek. TFF’nin üyeliğinin askıya alınması da bu seçenekler içinde. Çünkü bu soruşturma dışında da UEFA’nın hasas olduğu ama TFF’nin uymadığı bazı konular var. Mesela ırkçılık, mesela özerklik!!!

Fenerbahçeliler, Fenerbahçeli” olmak yerine “Azizbahçeli”olunca daha az hasarla atlatabilecekleri bir kazadan pert olup çıkmak üzereler. Soruşturmada adı geçen diğer kulüpler sadece bir alt lige düşürülerek yırtacakken Fenerbahçe’nin bir alt lige değil, 2 alt lige düşürülmeleri söz konusu olabilir.

Can çekişen Türk futbolunun kurtulması için acil müdahale şart. TFF’nin elini taşın altına koyması ve UEFA’dan önce davranarak cesaretle bir takım radikal kararlar alması gerekiyor. Ancak bu satırları okuyan herkesin de bildiği gibi, mevcut TFF Başkanı'nın bunu yapabilmesi mümkün değil. Ne misyonu, ne vizyonu buna olanak tanımıyor. Bu nedenle 31 Temmuz’a kadar herhangi bir tarihte yapılacak olan TFF Olağan Genel Kurulunun seçimli hale dönüştürülmesi şart. Yoksa Annemizin Ligi bizi bekler!

Benden söylemesi iş geri dönülemez noktaya doğru gidiyor! Her an cenaze namazını kılabiliriz!


2 yorum:

  1. TFF'nin aldigi kararlar da bir anlamda yerel karar UEFA icin. uefa'nin oncelikli amaci kendi turnuvalarini korumak. yeni ceza gelecegini hic sanmiyorum. TFF aleyhine sorusturma acilirsa ancak o zaman men edilme gibi durumlar ortaya cikabilir fakat bunu yapacak olsaydi hirvatistan'a yapardi daha once. Platini FIFA baskanligi icin secime hazirlanirken bir oyu bile riske atmak istemez. Hele ki karsisindaki afrika ve karayip, G. amerika oylarinin onemli kismini garanti altina almisken.... secim yapilsin, demiroren gitsin o ayri..

    YanıtlaSil
  2. Şadn Kalkavan ve Tahir Kıran'a selam söyleyin

    YanıtlaSil