26 Mart 2011 Cumartesi

Galatasaray Fenerleşiyor


Galatasaray ruhunu, benliğini yitiriyor. Galatasaraylılık kavramı değişiyor.  Galatasaray Fenerbahçeleşiyor, Fenerbahçe ise Galatasaraylaşıyor! 

Galatasaray taraftarı hiç olmadığı kadar sabırsız! Sarı kırmızılı camianın tek hedefi var o da: İlle de kazanmak! Oysa Fenerbahçe taraftarı sabretmeyi öğrendi son yıllarda. Son dakikada kaçırdıkları şampiyonluklardan sonra bile başkanlarından vazgeçmediler,  takımlarının kötü gittiği anlarda bile kulüplerine, hocalarına ve futbolcularına sahip çıktılar. Desteklerini eksik etmediler. Hatta sloganları bile “Hep destek, tam destek, ölümüne destek” oldu. Oysaki bu sloganı Galatasaraylılar bizzat yaşadı ve gerçekleştirdi.

Benim doğduğum yıllarda Galatasaray fırtınası esiyormuş ülkede… Brian Birch yönetimindeki Galatasaray bütün kupaları silip süpürüyormuş.  Diğer takımlar yan gözle bile bakamıyormuş.  İngiliz devrimi, Metin Oktay rüzgarı, Özdenak kardeşler efsanesi, Leblebi Mehmetler ve daha niceleri..

Elbette bunları yaşamak, görmek nasip olmadı bana…  İçimdeki futbol sevgimin oluşmasında da ünleri dışında en ufak bir katkıları olmadı bu isimlerin. Ne zaman ki aklım başıma gelip de etrafımdaki herkesin bir takım tuttuğunu görünce, ben de cıvıl cıvıl insanın içini ısıtan renklerinden olsa gerek, Galatasaraylı oldum.  Oldum olmasına da bir türlü Galatasaray başarılı olamıyordu.  Kazandığı Türkiye Kupları dışında ligde hep dökülüyor, rakiplerinin şampiyonlukları karşısında aciz kalıyordu. Bu nedenle de arkadaşlarım karşısında boynum hep eğik dolaşıyordum. Ama buna rağmen Galatasaraylıydım. 

Tüm başarısızlıklara, arkadaşlarımın kızdırmalarına, rakip taraftarların gırgırlarına rağmen, takımımı değiştirmedim. Tuttuğum takım, son şampiyonluğundan ancak 14 yıl sonra başarıyı yakaladı. Ardından da üst üste şampiyonluklar, başarılar, zaferler gelmeye başladı. Türkiye’de hiçbir takımın yapamadığını yapıp UEFA Kupası’nı ülkemize getirdi. 

İşte bu nedenle benim neslimdeki Galatasaraylılar, gerçek Galatasaraylılardır. Başarıya hasret kalıp, her türlü sıkıntıya katlanan bizler, takımlarımızı bir an olsun yalnız bırakmadık. Yenmek kadar yenilmenin de varlığını en iyi bizim kuşağımız bilir. Galatasaraylılıkla özleşen temel kavramlardan biridir, karşılıksız destek.

Galatasaray yine tıpkı o yıllarda olduğu gibi sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Tarihinin en başarısız sezonunu geçiriyor. Hem de Türkiye’nin en muhteşem, en görkemli, en konforlu stadına kavuşmuşken. Hatta bu kez abonesi olduğu Türkiye Kupası’na ve Avrupa’daki başarılarına da uzak.  Elbette taraftar, üyeler, basın ve bu kulübe gönlünü vermiş herkes bunun nedenleri sorguluyor. Kimi sert, kimi yapıcı, kimi kavgacı… Ama bu kez camia çözülmüş durumda. O eski kenetlenmiş görüntüsünden, inancından çok uzak… Herkes birbirini suçluyor. Herkes menfaat peşinde. Kimsenin kulübü, değerleri, ruhu düşündüğü yok. 

Eskiden takım ne kadar kötü giderse gitsin hocasına bile sezon sonuna kadar sabreden, kolay kolay sezon ortası teknik direktör değiştirmeyen Galatasaray, şimdilerde başkanına bile tahammül edemez hale geldi. Başarıya endeksli bir kulüp oldu çıktı.

Hiç şüphesiz bu günler geride kalacak. Bu kez taraftar 14 yıl falan da beklemeyecek. Muhtemelen önümüzdeki sezon yeni stadında fırtına gibi esecek Galatasaray.  Ancak kaybolup giden değerlerin tekrar kazanılması oldukça uzun zaman alacak.

25 Mart 2011 Cuma

Yakın takip devam etmesin!


Sporzin için yazdığım ilk yazı beklediğimden çok daha fazla tepki aldı. Özellikle Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız beni mail yağmuruna tutarak, başlarından geçen benzeri olayları anlattılar. Yeteneklerin birer birer elimizden uçtuğunu, Avrupa’daki potansiyelin çok büyük olduğuna değindiler. Öğrendik ki sürekli yakın takipte! olan TFF Avrupa Büro’nun mağduru olan sadece yetenekli Türk Futbolcuları değilmiş. Avrupa’da yaşayan Türk antrenörler ve Türk gözlemciler de benzeri sıkıntıları yaşıyorlarmış. Almanya’da antrenörlük yapan ve Almanya Futbol Federasyonu için gözlemcilik yapan Hakan Tutkun da bu mağdurlardan biri. Bana yazdığı elektronik maili sizlerle aynen paylaşmak istiyorum. Bu konudaki yorumu size bırakıyorum
 
“Sayın Cüneyt Yalınkılıç

Yazınızı büyük bir beğeni ile okudum.  Yazdıklarınıza bizzat şahit olan biri olarak tespitleriniz için sizi tebrik ediyorum.  Belki hislerime tecüman olup bana yardımcı olabilirsiniz. Yazınızdan anladığım kadarıyla siz de Avrupa’da ki Türk gençlerinin harcandığı düşüncesindesiniz.

Frankfurt için Almanya’nın futbol merkezi derler. Nitekim Almanya Futbol Federasyonu da buradadır. Almanya’da yetişen Türk Futbolcuların %80 bu bölgeden çıkar.
Ben bir Türk olarak Alman Futbolu’na futbolcu beğenip, yetiştiriyorum. Ancak  bizim Milli Takımımızı da hiç unutmuyorum.
Buralara kadar gelmenin ne kadar zor olduğunu bir Türk antrenörü olarak çok iyi bilenlerdenim. Hala bu zorlukları çekmekteyim.
Birkaç yıldan beri Türk kökenli oyuncuların listeleri bir tek ben de mevcut.  Bu çalışmalarımı ülkemle,  ile paylaşmak istedim. TFF Avrupa büro ile irtibata geçip, onlara bu bölgede benden daha iyi çalışmaları olan bir Scout bulamayacaklarını, elimdeki tüm çalışmaları kendileri ile paylaşabileceğimi söyledim.  Avrupa Büro’nun patronu konumundaki Erdal Keser ile birkaç kez temasa geçtim. Her defasında ketum, havalı bir tavırla, negatif karşılandım. Tüm çabalarıma rağmen ne yazık ki bu güne kadar bu konuda hiçbir gelişme olmadı!

Daha henüz kimsenin bilmediği dönemde, daha  U 17 için mücadele eden bir çok futbolcunun isimleri benim listemde mevcuttu.  Başta Mesut Özil olmak üzere, Cenk Tosun, Serdar Taşçı gibi isimlerin sinyallerini çok önceden verdim, ama kimse ilgilenmedi…

Ve şimdi listemde 30’u aşkın yetenekli ve hepsi birkaç yıl sonra Süper Lig’de oynayabilecek seviyede isimler var. Bu isimleri bizim milli takımımıza kazandırmak için mücadele ediyorum ve bunu çok istiyorum ama kimse bunu dikkate almıyor.

Bana bu görevi vermiş olsalar ya da TFF Avrupa bu görev için beni yetkili kılmış olsa 5-6 ay içersinde öyle bir yetenekleri Türk Futbolu’na sunarım ki, iste o zaman Avrupa’daki Türk Futbolu neymiş herkes yakından görür. Ama benim gibi bir insana maalesef böyle büyük görevler verilmiyor, bu işler torpil işi. Amcan, dayın ya da marka olmuş bir ismin yoksa becerilerin, yeteneklerin, bilgilerin bir işe yaramıyor. Bu durumda benim fazla yapacağım bir şey yok :-(


... Birde içimi dökmüşken size bir acı mesele daha anlatacağım. DFB yani Alman Futbol Federasyonu benim çabuk ve hızlı yükselişime karşısında Alman A Milli Takımı’nda benim 14 günlük stajıma onay vermişti. Ben teşekkür ederek bu stajımı Türk Milli Takımı’ndan yana kullanmak istediğimi DFB´ye bildirdim. Kendileri sağ olsunlar Sayın Gülin Kaşlıoğlu ile bağlantıya geçmemi önermişlerdi. Gülin Hanıma talebimi iletip ve haftalarca peşinden koştum ama nafile. Maalesef Oğuz Hoca’dan benim talebime ret cevabi gelmiş. Ortada kaldığıma mı yanayım, yoksa Alman Futbol Federasyonu’na mahcup olduğuma mı? Üzülmemek elde değil !

Bu devir ne zaman değişecek? Benim gibi insanlara ne zaman şans verilecek ??? …

Saygılarımla

Hakan Tutkun”

Görüldüğü gibi durum pek iç açıcı değil… Sayın Hakan Tutkun’un bana anlattıkları, aslında şu sıralar devam etmekte olan UEFA U17 Avrupa Şampiyonası Elit Tur’da açıkça gözler önüne serildi.

4. Gurupta mücadele eden Türkiye’nin rakipleri Almanya’nın kadrosunda 9, İsviçre’nin kadrosunda ise 3 Türk Futbolcusu bulunuyor. Nitekim U17 Milli Takımımız gurupta ilk maçında Almanya’ya Türk oyunculardan yediği gollerle 2-0 yenildi. 

Çok yakın takipte! olan TFF Avrupa Büromuz maalesef, Kaan Ayhan, Samed Yeşil, Okan Aydın, Levent Ayçiçek, Emre Can, Timo Çeçen, Koray Kaçınoğlu, Koray Günter, Robin Yalçın’ı Almanya’ya, Levent Gülen, Musa Araz, Erdoğan Adili’yi ise İsviçre’ye kaptırmış. Belki de gerekli yeteneği bu futbolcularda göremeyip, bu takımlarda oynamalarına göz yumdular. Bilemeyiz, ne de olsa en doğrusunu bu büronun sorumlu Erdal Keser bilir.

Ancak TFF Avrupa Büro yakın takipte! olduğu için gözden kaçırmış olabilir. www.yetenekliturkfutbolcu.de.tl  bir site gözüme çarptı. Burada Avrupa Liglerinde oynayan tüm Türk kökenli futbolcular var. Belki Sayın Erdal Keser İspanya’da golf oynarken arada sırada bu siteye girip yakın takibi! sürdürebilir.