7 Ocak 2011 Cuma

Dinamit patlamak üzere


Atalarımız boşuna dememişler “Güneş balçıkla sıvanmaz” diye. Tüm Spor Medyası devekuşu misali kafasına kuma gömmüş olmasına, olanı biteni görmezden gelmesine ve göz yummasına rağmen, gerçekler acı da olsa bir şekilde ortaya çıkıyor. 

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) için önceki yazılarımdan birinde, “Dinamitin fitili ateşlendi. Fitilin boyu çok uzun değil. Dinamit patlarsa hasar çok büyük olur. Birilerinin bu fitili patlamadan söndürmesi gerek” demiştim ve fitilin sönmesi için TFF yönetiminin acilen istifa etmesi gerektiğini iddia etmiştim. Nitekim fitil hala yanmaya devam ediyor hem de hızlanarak

Bildiğiniz gibi, Anayasa Mahkemesi, 5894 sayılı TFF Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun bazı hükümlerini iptal etti. Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin açtığı davada 5894 sayılı Kanun'un, ''Tahkim Kurulu kendisine yapılan başvuruları kesin ve nihai olarak karara bağlar ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz'' ibaresinin, ''... ve bu kararlar aleyhine yargı yoluna başvurulamaz'' bölümünü, oy çokluğuyla iptal etti.

Kulüplerin, TFF Tahkim Kurulu kararlarını yargıya taşıyabilecek olması beraberinde büyük bir kaosu getirecek. Türk Futbolu bir anlamda en az 15 yıl geriye gitti. Büyük bir yara aldı. Nitekim bu kararın sonu özerkliğin temelini oluşturan 5894 sayılı TFF Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun iptaline kadar uzanabilir. 

Kulüplerimizin en önemli gelir kalemini oluşturan naklen yayın gelirleri de yine Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği madde ile birlikte buharlaşıp uçabilir. Çünkü bu maddenin kalkması bir anlamda havuzun delinmesi anlamına geliyor. Bundan sonra kimse çıkıp milyonlarca doları babasının hayrına Türk futbolu için harcamayacaktır.

Bütün bu sürecin tek sorumlusu bugüne kadar aldığı ve almadığı kararlarla hep tartışma konusu olan TFF Yönetimi’dir.

Tahkim kurullarıyla ilgili düzenleme her ülkede farklı olarak uygulanıyor. UEFA ile FIFA, futbolu doğrudan ilgilendiren konular dışındaki ekonomik problemlerden dolayı yargıya gidilmesine sıcak bakmamasına rağmen, bu tür durumlarda herhangi bir yaptırım ve uyarıda bulunmuyordu. Bu yüzden Tahkim Kurulu’nu her konuda yetkili kılan Türkiye bu konuda bugüne kadar diğer birçok UEFA üyesi ülkeden daha başarılı ve özgürdü. 

Ta ki Ankaraspor ile ilgili verdiği o anlaşılması güç karara kadar.
TFF Yönetimi, TFF’yi imparatorluk gibi görüp padişahlık yapmaya kalkınca, ortaya ileride de onarılması mümkün olmayan hasarlar çıkıyor. Futbol otoritelerinin büyük bir çoğunluğunun haksız bulduğu bir kararla Ankaraspor’ un küme düşürülmesi ve ardından da liglerden ihraç edilmesi, bu sonucun ortaya çıkmasındaki tek nedendir. 

Şimdi ne olacak? Ankaraspor lige nasıl dönecek? Lig yapılanması nasıl oluşacak. Ankaraspor ’un maddi zararları ve manevi zararları nasıl karşılanacak. Zaten açık vermiş olan TFF Bütçesi 200 milyonları bulacak olası bir tazminatı nasıl ödeyebilecek?

Neresinden bakarsanız bakın işin içinden çıkmazsınız. TFF yönetimi, yöneticiliği ellerine yüzlerine bulaştırmış durumdalar.