26 Haziran 2013 Çarşamba

UEFA bir ilke hazırlanıyor

Uzunca bir yazı, okumayı sevmeyenler, detaylarla ilgilenmeyenler ve sonucu merak edenler için son kelimeyi en başa yazayım:  

UEFA Londra’da değiştirdiği disiplin talimatını ilk kez Fenerbahçe ve Beşiktaş başta olmak üzere Türk takımları üzerinde uygulayacak. Birçok takım bir alt ligde mücadele etmek zorunda kalacak. TFF ve Milli Takımımızı da ciddi yaptırımlar bekliyor.

Şimdi detaylarla ilgilenen ve merak edenler için yazıma devam edebilirim.
Türk futbolu sakat kalacak diye sesimin yettiğince bağırdım yıllardır. Ancak en yakınımdakiler bile bu çığlığımı duymadılar, duymak istemediler.

Türk Futboluna 2008 yılının Şubat ayında yapılan siyasi operasyonla birlikte aslında her şey tersine gitmeye başladı. A Milli Takımımız FIFA sıralamasında 4 yıl içinde paraşütsüz bir şekilde düşerek 53. sıralara kadar geriledi. Muhtemelen ilk kura çekimine 4. Torbadan
katılacağız. Takımlarımız Avrupa Kupalarında üst sıralarda mücadele ediyorken, an itibari ile Avrupa’dan men almış 2 takımımız var. Bu sayı daha da artacak.

2008’e kadar futbola siyasetin bulaşılmadığı ile övünülür ve futbolun kendi içindeki siyasetten bahsedilir, bu dinamikler konuşulurdu. Oysaki artık siyaset futbolun dibine kadar girmiş durumda ve bu stabil yapı eleştirilemiyor bile. Tek konuşulan ise siyaset kimi isterse onun başkan olabileceği.

Deve kuşu gibi başını kuma sokmuş olan Türk Futbolu hala gerçekle yüzleşemiyor. Dalga dalga sıkıntılar gelmeye devam ediyor. Tsunami vurduğunda yıkılacağız bunun tedbirlerini bile almıyoruz. Ne yöneticiler, ne medya mensupları ve hatta ne de spor hukukçuları başlarını kumdan çıkartamıyorlar. Ya da çıkartmak istemiyorlar.

UEFA Fenerbahçe ve Beşiktaş’a Avrupa kupalarından men kararı verince sanki bu beklenmiyormuş gibi bazı çevreler kıyametler kopardı.  Oysa daha henüz gerçek cezalar gelmedi bile…

Futbolun Avrupa’daki tek patronu UEFA 23 Mayıs 2013 tarihinde Londra'da yaptığı toplantıda çok önemli bir değişikliğe imza attı. Bu çok köklü bir değişiklikti. Disiplin talimatında yapılan değişiklikle birlikte, şikeyle ilgili açılacak soruşturmalarda zaman aşımı uygulanmayacak ve eğer ülke federasyonlarının gerekli yaptırımları uygulamadığı kanaatine varılırsa, UEFA devreye girecek. Eskiden bu konuda UEFA kararı tamamen ülke federasyonlarına bırakıyordu.

Kısacası süreç sona ermedi. UEFA önce acil olan kararı verdi. Tespiti yaptı. Şimdi ise değerlendirmesini yapıp lokal olarak kararlar alacak.

Elbette biz bu kararlardan önce kendi göbeğimizi kendimiz kesebiliriz. Ama bu yürek ister, bu cesaret ister, bu kararlılık ister ve her şeyden önce bağımsızlık ister.

Malum daha önce ısmarlama bir şekilde tahkim kurulu bir karar verdi. Bu karara göre Türkiye’de her şey tertemiz! Mahkeme kişilere ceza vermiş bile olsa, tahkimimiz takımlarla kulüpleri ayrı ayrı değerlendirildi. Öyle ya söz konusu olan koca koca camialardı. Karşısına alamazdı TFF bu büyük camiaları. Kol kırılır yen içinde kalırdı. Hakları yenen kulüpler onların umurunda değildi.

Oysaki futbolun patronu bu konuda hiç de aynı fikirde değildi TFF ile. Önce bir şekilde! yargı kararlarını beklemeye ikna oldularsa da, aradan 2 yıl gibi bir zaman geçince daha fazla beklemediler ve kararlarını verdiler.  Çünkü belirlemiş oldukları ilkeler ve sadık kaldıkları kavramlar var. UEFA Disiplin Talimatının 6. sayfasında 12. madde o kadar açık ve net ki! Bizim futbolseverlerimiz bunu görmek istemiyor. Göremiyor! Şike ile ilgili bir madde, ama şike yapılmış, yapılmamış değinmiyor bile bu maddede. “Futbolun dürüstlüğünü sarsacak davranış” diye bir kavram var çünkü UEFA'da. Bizim anlamak istemediğimiz işte bu. İngilizcesi olanlar için madde aynen şunu diyor: "All persons bound by UEFA’s rules and regulations must refrain from any behaviour that damages or could damage the integrity of matches and competitions and must cooperate fully with UEFA at all times in its efforts to combat such behaviour."

Şimdi ne olacak? Nasıl bir süreç bizleri bekliyor?

UEFA, takımlarımıza verdiği bu ceza ile bir anlamda TFF’yi ve verdiği kararları yetersiz bulduğunu ilan etti.  Kibarca “sana inanmadım” dedi. Bu durumda ikinci dalga kaçınılmaz gözüküyor. Bu dalga çok vahim sonuçlar doğuracaktır.

Bu pisliği temizlemenin birkaç yolu var.

Tahkimin aldığı kararı bir başka bir merciin geri alma yetkisi olmadığına göre yeniden bir yargılama gerekmekte. Yeniden yargılama olabilmesi için de şartların değişmesi, yeni delillerin ortaya çıkmas ve bir müracaat gerekli. Şartlar UEFA’nın verdiği kararla birlikte değişti. Bu sağlam bir delil. Trabzonspor bu işin mağduru gözüküyor. Bu durumda tahkime başvurup yeniden bir yargılama isteyebilir.

İkinci bir yol ise hala istifa etmeyerek, onursuzca o koltuğu sahiplenen Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu toplanır . Yönetim daha önce yapmadığını yapar ve kulüpleri Disiplin Kurulu’na sevk eder. Disiplin Kurulu’nun vereceği cezalar tahkime gittiğinde zaten daha önce verdiği karar yok hükmüne düşer.

Her iki durumda da Türkiye’de şikenin cezası bellidir: Bir alt lige veya liglere düşürme!
Zaten TFF bunu yapmadığı takdirde Ana Statü’sündeki Amaç ana başlıklı 2. maddenin l bendindeki “FIFA ve UEFA’nın statülerine, talimatlarına ve kararlarına riayet etmek;” ifadesi nedeniyle paşa paşa olacaklara daha da ağır şartlarda katlanmak zorunda kalır. Çünkü bu durumda Milli Takımızın da ceza alması gündemde.

UEFA futbolu belli bir zümre, kişi veya kurumun sahiplenmesine ve kafasına göre yönlendirmesine izin vermiyor. Onlar göre futbol yüz milyonların takip ettiği bir olgu. Bu olguyu başka hırslar ile karıştırmanıza müsaadeleri yok. Konu bu kadar basit. UEFA için hiçbir kişi kurum futbolun üzerine çıkmaya çalışamaz.

Ha merak edenler için son bir söz. UEFA Takımlarımızın tümden Avrupa Kupalarına katılımını yasaklayacak bir kararı yaşanan ve yaşanılacak süreçte vermez. Ancak TFF’ye ceza verir. Bu da Milli Takım üzerinden bir yaptırımdır. Yani “Madem biz ceza aldık kimse Avrupa’ya gidemez” deme şansı yok.  


4 yorum:

  1. gayet açıklayıcı bir yazı olmuş, emeğinize teşekkürler....

    YanıtlaSil
  2. Tamamen katiliyorum, Türk mantalitesi ile her zamanki gibi kuralsiz ve bencilci bir tablo cizdik.Param var taraftarim var her istedigimi yaparim yaklasimimiz bu zevkimizide oldurdu.Yurt disinda insanlar bu zevkin bozulmamasi icin bu kararlari rahatlikla verirler.

    YanıtlaSil
  3. Tebrik ederim anlaşılmayan bir durum yok herşey ortada

    YanıtlaSil