14 Ocak 2018 Pazar

Aman KAPPA TUR’dan uzak durun!

Uzunca bir yazı, okumayı sevmeyenler, detaylarla ilgilenmeyenler ve sonucu merak edenler için son kelimeyi en başa yazayım: 

Ucuz turlar; gezmek, tatil, huzur, eğlence gibi hedeflerden uzaklaşıp, yollarda helak olmanız demek oluyor. Kappa Tur’la yaptığımız seyahatte yaşadığımız sıkıntıları ve tur hilelerini dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım. Ama uzun lafın kısası: 

“Özellikle Kappa Tur’dan uzak durun.”

Şimdi gelelim detaylara…

30 yıllık dostum, lise arkadaşım Ali Saygı “Hadi Yunanistan’a gidiyoruz” dedi yılbaşı arifesinde. Tabi dostluk bu kadar eski olunca böylesi bir teklifi geri çevirmek pek mümkün olmuyor. Ayrıca yılbaşını yurtdışında geçirmek pekte fena fikir değildi. Ancak bunu bir turla ve üstüne üstelik otobüsle yapacağımızı öğrendiğimde, yan çizmek için uğraşmadım değil hani.

En son 25 yıl önce bu tür bir tura katılmış olan biri olarak, turun fiyatını öğrendiğimde endişelerim bir kat daha arttı.  “Ali bizi orada kaçırmasınlar! Bu paraya 5 günlük tur mu olurmuş?” diye hayretimi dile getirdiysem de, geri adım atmak pek mümkün olmadı.


Selanik’te 1 gece ardından Atina’da 2 gece ve son olarak da Kavala’da 1 gece konaklama ile 4 gece (5 gün) içerisinde toplam 3000 km kara yolu içeren bu seyahatin bedeli sadece 129 € olunca, haliyle beklentimde sıfır düzeyindeydi. Bir seyahate çıkmadan önce her zaman “Incığından cıncığına” araştıran ben, bu kez tek bir satır bile okumadım. Tam anlamıyla turlar konusunda çok deneyimli olan dostum Ali’ye teslim oldum.

Aslına bakarsanız bugüne kadar Avrupa’nın tamamına yakın kısmını hep gezgin modunda gezmiş biri olarak, bu turistlik gezi benim için ilginç bir deneyim olacaktı.

Turun başlamasından birkaç gün önce Kappa Tur’un bu organizasyonunda bize rehberlik edeceğini öğrendiğimiz Mariza Hanım tarafından kurulan WhatsApp gurubuna dahil edildik. İçimden “süper” dedim. Güzel hizmet. Demek ki tüm seyahat boyunca buradan bilgilendirilme yapılacak, programlar, buluşma saatleri falan duyurulacak diye düşündüm.
WhatsApp gurubunun kurucusu Mariza Hanım turla ilgili kısa bilgiler vermeye başladı ama özellikle ekstra turların üzerinde duruyordu. Ballandıra ballandıra anlatıyordu. Ancak otobüsle ve otelle ilgili sorulan basit sorulara ise bir türlü yanıt alamıyorduk.

Turumuzun hareket günü, Kappa Tur’un Harbiye’de bulunan merkezi önüne gelmemizle WhatsApp gurubunun kapanması bir oldu. Şaşırdım, ama üzerinde durmadım. Bu gurubun kapanmasının asıl nedenini sonradan anlayacaktım!

50 kuruşluk su 2,5 TL

Ucuz tura katıldığımın bilinci ve anın keyfini çıkartmaya çalıştığım için otobüsün eski ve bakımsız olmasına aldırmadım. Ancak telefonumu şarj etme olanağımın olmayışı can sıkıcıydı. Otobüste bir muavin bulunmamasını geçtim, asıl en büyük şaşkınlığım 3.000 km sürecek bir yolculuk için yedek şoför olmayışı oldu. Şehirler arası bir yolculukta dahi ücretsiz ikram edilen 50 kuruşluk Türk markası suyun 0,50 € dan şoför tarafından satılıyor olması ise, ciddi ciddi kazıklanıyorum hissi uyandırdı.

Kappa Tur’un Yunanistan’a giden 2 ayrı otobüsü vardı. Aynı programın uygulandığı diğer otobüs hep bizden 30 dakika önce hareket ediyordu. Böylece duraklanan yerlerde yoğunluk yaşanmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştı.

Türk Free Shop'una yasak!

İpsala Gümrük kapısına geldiğimizde tur gurubundaki birçok kişi Free Shop’a girmek istediğini belirtti. Ancak Mariza Hanım Yunanistan yasalarına göre ülkeye 2 paket sigaradan fazlasının sokulmasının yasak olduğunu, dönüşte Yunan Free Shop’una uğrayacaklarını açıkladı. Guruptakiler haklarının 2 paket değil 2 karton olduğunu söylemesine rağmen rehber ısrarla aksini iddia etti ve Free Shop’a girilmesi durumunda tüm otobüsün Yunan Gümrük memurlarınca didik didik aranacağını, bu nedenle Türk Free Shop’una girilmeyeceğini söyledi. Mırıldanmalara yol açan bu söylemden ben de rahatsız olmama karşın sıkı bir Yeşilaycı olmam nedeniyle üzerinde durmadım. Ancak oluşan döviz kaybı nedeniyle bu konuda Türk makamlarının yapacağı yaptırımlar vardır diye düşünüyorum.

Ekstra Tur almayana ekstra muamele!

Selanik’e varmamıza yarım saat kala Mariza Hanım ekstra turlarla ilgili kararlarımızı vermemizi ve ücretleri toplaması gerektiğini söyledi. Özellikle kişi başı 55 € olan Meteora Turu ve 70 €’luk Yılbaşı gecesi yemeği üzerinde ısrarla duruyordu.

Meteora Turu ziyaretinin ilgimizi çekmediğini, kişi başı 20 € olan Corinth Kanalı’na düzenlenecek turuna daha önce gezdiğim için katılmak istemediğimi ve yılbaşı gecesi için çok öncesinden 40 € dan rezervasyon yaptırdığımızı öğrendiğinde, rehberimizin suratı düştü. Tehditkâr bir tavırla tura katılmayanları bırakacakları tesisin Meteora’ya 35km uzak olduğunu ve 3 saat boyunca orada sıkılacağımızı ısrarla söyledi. Katılmamak konusunda kararlı olduğumuzu görünce de epeyce bir bozuldu.

Atina’ya daha öncesinde 4 kez gitmiş biri olarak Pire Limanı’nda ekstra tur yaparak neyi gezdireceklerini çok merak ediyordum. Mariza Hanım “Atina’nın sahil semtlerini göreceğiz. Pire’den başlayıp Alimos, Faliro ve Glyfada semtlerini gezeceğiz” dedi. Glyfada oldukça güzel ve uzun bir sahil şeridi olduğu için tur bedeli olarak kişi başı 20€ istemeleri garibime gitmişti. Ancak zaten Paşa Limanı’nda yemek yemeği planladığım için taksinin toplam da en fazla 15-20 € gidiş yazacağını hesap ederek bu tura katılmanın mantıklı olacağını düşündüm.  Bu durumda Mariza Hanım bana Pire Limanı gezisi ile birlikte sadece 45 €’luk Selanik Taverna gecesi ve Akropolis Rehberlik hizmetini satabilmişti

Selanik için 1,5 saat kimseye yetmedi

Selanik’e vardığımızda meşhur Aya Dimitros Kilisesi’ne götürüldük. Burası için ayrılan 45 dk zaman oldukça fazlaydı. Ardından bir 40 dk’da kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu evi gezmemiz için süre verildi. Sonrasında 40 dk. süren kısa bir panoramik turun ardından 1.5 saatlik bir serbest zaman dilimi verildi. Güzelim Selanik’i gezmek, yemek yemek ve sahildeki muhteşem kafelerde oturmak için toplam 1,5 saatlik süre haliyle kimseye yetmedi. 

Otelimiz şehrin oldukça dışında, sanayi bölgesi kabul edilen bir yerde 45 dk’lık bir mesafedeydi. Sanırım Yunanistan’ın otel değerlendirme kriterinde bir sıkıntı var. Çünkü 4 yıldızlı denilen otele Türkiye’de 2 yıldız veren kişi görevden alınır. Gece kişi başı 45 € olan tavernaya gelmeyenlerin otel dışına çıkmaları hemen hemen imkânsızdı. İtiraf etmeliyim tavernada oldukça eğlendik. Yemeklerde güzeldi. Yemek sonrasında otele dönmemiz gece 01.00 civarı olmasına rağmen sabah 06.00’da kalkmak oldukça yorucuydu.

Çay Bahçesine hapis olmayın. Meteora taksi ile sadece 20 €

Atina’ya giderken Meteora Turu’nu gerçekleştirmek için orta Yunanistan üzerinden giderek yolu epeyce bir uzattık. Tura katılmayanlar kuş uçmaz kervan geçmez yerdeki bir çay bahçesinde 3 saat oturup otobüsü beklemek üzere indirildi. Dostum Ali ise eşi ve çocuğu ile birlikte bu ekstra tura katılmak için 165€ vermiş ve otobüsle devam etmişti. Bırakılan yer adeta tura katılamayanları cezalandırmak için seçilmiş gibi gözüküyordu.


Ekstra turlar katılımcılar için olduğu kadar, katılmayanlar için de uygun şekilde tasarlanmalı diye düşünürken bir ailenin taksiye bindiğini gördüm. Yakınlardaki bir merkeze gideceklerini düşünürken, Meteora’ya gideceklerini taksinin kendilerini toplam 20 € tüm her yeri gezdireceğini öğrendim. Meğer Meteora, Mariza Hanım’ın bahsettiği gibi 35 km uzaklıkta değil, 10 km ilerideymiş. Zaten akıllı telefonumdan haritaya bakınca Kalabaka kasabasının çay bahçesine sadece birkaç km olduğunu gördüm. O zaman turun politikasını anladım. İyi niyetim, saflığım o andan itibaren sona erdi.

Kafeye girerek bana bir taksi çağırmalarını rica ettim. Ancak kafedekiler taksi çağıramayacaklarını, bunun anlaşmalarına aykırı ve yasak olduğunu söylediler. Bunun üzerine hemen yolun karşındaki evin bahçesinde oturan semt sakinlerine durumu anlatarak yardım istedim. 74 yaşındaki bir Avusturalya kökenli Yunan vatandaşı Paul bizi taksi fiyatına Meteora’ya götürebileceğini söyledi. Paul Amca! 2 saat boyunca bize her yeri gezdirdi. Kalambaka kasabasını bile gezdik. Tur otobüsü gelmeden önce de tekrar getirip çay bahçesine bıraktı. Bununla ilgili olarak ne tur yetkilisi Mariza Hanım’a ne de turdaki diğer kişiler tek kelime etmedim. Ama arkadaşım Ali’ye olanları anlattım. Ali benim 20 € gezdiğim yeri 165 € gezmenin kızgınlığı içindeydi ama o da turun geri kalanında huzur bozulmasın diye sesini çıkarmadı.

Otel değil batakhane!

Atina’ya vardığımızda yarım saati geçmeyen bir panoramik tur yaptık. Her ne kadar sıfır beklenti içindeyim desem de Atina’daki otel tam bir faciaydı. 129 € tur satan bir firmanın konaklatacağı otel, elbette pansiyondan hallice olacaktır. O bakımdan transfer araçları ve konaklama yerleriyle ilgili beklentim de gerçekçi olup daha az hayal kırıklığı yaşamak, tatilimi daha keyifli geçirme peşindeydim. Fakat Atina'da 2 gece konaklatılan Aristoteles Otel gerçekten batakhane gibiydi. Otel şehir merkezinde, ancak Atina'nın en kötü ve güvensiz mahallesinde. Odaların kapıları kartondan yapılmış gibi, bir omuz atsanız yerle bir olur. Oteldeki klimalar çalışmıyor. Odalar buz gibi, buzdolapları çalışmıyor. Kahvaltı salonu toplam 10 metrekare falan. Elinizde tabakla 15 dakika ayakta beklemeniz muhtemel.
Ve Pire Turu. Meğer tur dedikleri şey Paşa Limanına götürmekten ibaretmiş. Giderken Pire Limanına girip Limandaki gemilerle fotoğraf çektirmeyi tur sayarsak durum başka tabi. “Çarşı kapalı bu saate gidip ne yapacaksınız” diyerek götürülmediğimiz Glyfada’nın G’sini bile göremedik.

Otobüslerde gizli kamera skandalı

Neyse ki ertesi sabah Akropolis Turu sonrası özgürlüğümüze kavuştuk. Corinth Kanalı Turu’na yetiştirmek için yarım yamalak yaptıkları ve erken bitirdikleri Akropolis Turu sonrasında rehberimizden ayrılarak, doya doya Plakayı ve Atina’yı gezdik. Zaman kaygımız olmadan ara sokaklarda kaybolurcasına dolaştık, Yunan yerel mutfağını tattık.

Akşam otele üstümüzü değişmeye gittiğimizde yılbaşı yemeği için hareket etmek üzere olan kafile ile karşılaştık. Gideceğimiz yer aynı yerde ve çok yakındı. Tüm kafilenin içinde Mariza Hanım’a “Biz de otobüsle gelebilir miyiz?” dediğimiz de büyük bir tepkiyle karşılaştık. Bizi kafileden uzak bir köşeye götüren Mariza Hanım, “Şirketimizin katı kuralları var. Ekstra Turlara katılamayanları hiçbir şekilde otobüsümüze alamayız. Otobüste gizli Kamera var! Sonra ben ceza yerim” şeklinde bir açıklama yaptı.

Özrü kabahatinden büyüktü! Bir müşterisini aynı yöne gitmesine rağmen otobüse almaması ayıptı ama otobüs içinde hiç kimsenin bilgi ve izni olmadan görüntü ve ses kaydı yapması suçtu! Görüntü kaydının yasal ve etik olmadığını, otobüse alınmayışımızın ise ayıp olduğunu izah etmeye çalıştığımızda agresifleşen Mariza Hanım, derdini Marco Paşa’ya anlatırsın bağlamında “Kurallar firma tarafından belirlenmiştir, şikâyetinizi merkez ofisine iletin” diye kestirip attı.

Biz önceden ayarladığımız yerde harikulade bir yemek ve sirtaki eşliğinde muhteşem eğlendik. Otele döndüğümüzde turla tavernaya giden ekiple karşılaştık. Gittikleri mekân gerçekten çok iyiymiş, iyi eğlenmişler ama servis kalkmalarına yakın başlamış ve yemekleri çok kötüymüş. Bildiğiniz aç kalmışlar.

Ertesi sabah gerek yorgunluktan gerekse de yaşanan memnuniyetsizlikten otobüste herkesin suratındaki gerginlik çok net okunuyordu.

Mola verilecek, yemek yenilecek, alışveriş yapılacak yerlerin önceden çok katı bir şekilde belirlenmiş olması ve buraların kalitesinin düşük, fiyatlarının normalden pahalı olması kafilenin tepkisi çekmeye başlamıştı. Örneğin seçtikleri mekanda 1 tabak Greek Salatayı 9 € ya yiyebiliyorsunuz!

Silah zoruyla bahşiş

Benim bildiğim bahşiş isteğe bağlıdır ve gönlünden ne koparsa o verilir. Daha turun bitmesine bir gün olmasına rağmen Mariza Hanım Kavala yolunda şoför için bahşiş topladı. İşin garibi kişi başı 5 € olarak bedel belirlenmesiydi. Arka sıramda oturan tur konukları o an üzerlerinde olan bozuk paraları 8 €’yu vermek istemelerine rağmen Mariza’nın ben bütün parayı bozarım diyerek kabul etmeyişi terbiyesizliğin ne boyutta olduğunun göstergesiydi. Tura katılan ve yaş ortalaması oldukça yüksek olan 10 kişilik bir gurup ise olan bitenin farkına varmayarak dayatılan her şeyi kabul ediyordu. Nitekim bu guruptan bir kişi de Mariza Hanım için bahşiş topladı. Ancak toplayan kişinin tüm dil dökmelerine rağmen bu gönüllü bahşiş organizasyonuna katılımın düşük olması Mariza Hanım için büyük hayal kırıklığı olsa gerek!

İsyan işe yaradı

Kavala’ya geldiğimizde ipler koptu. Diğer şehirlerde yaptıkları senaryoyu burada da uygulamaya kalktıklarında insanlar isyan bayrağını çekti. Otobüsle yapılan kısa şehir turu sonrası serbest zaman olarak sadece 45 dk tanınması ve hemen ardından etrafında başka alternatif olmayan bölgede yemek için 2 saat ayrılması fitili ateşledi.

Turun büyük bir bölümü Mariza Hanım’la konuşmak istedi. Mariza Hanım ise telefon gelmiş gibi yaparak bu guruptan adeta kaçtı. Sonrasında telefonla arayanlara ise hareket saatinde otobüsün kalkacağını, gelmeyenlerin yemek yerine kendi olanakları ile gelmesi gerektiğini söyledi. Hatta bazı karşı çıkan misafirlerin suratına telefonu kapadı. Benim ise telefonuma bile çıkmadı!

3 Saat boyunca Kavala’da gezdik. Oldukça ucuz sayılabilecek muhteşem bir yemek yedik ve Kavala kurabiyesi aldık. Sonrasında da o ana kadar kaynaşamadığımız turdaki diğer insanlarla kaynaştık. İşte o an neden Mariza Hanım’ın WhatsApp gurubunu daha yolun başında kapadığını anladım. Bizim kendi aramızdaki iletişimimizi kısıtlamak ve bu tür kendi çıkarlarına ters düşecek isteklerin önüne geçmek oldukça önemliydi.

Bir dövmedikleri kaldı

Bu isyankâr gurup kararlı duruş sergileyince otobüs 2 km öte de bulunan yemek bölgesinden seve seve bizi almaya geldi.  Biz kendi aramızda anlaşmış ve durumu uzatmamak konusunda fikir birliğine varmıştık. Hiç birimiz bir şey söylemeyecek ve böylece olası tatsızlığın önüne geçecektik. Lakin diğer otobüsün tur rehberi Mehmet Bey ile gelen Mariza Hanım bu isyankar gurubu ilkokul çocuğunu azarlar gibi azarlamaya kalkınca ipler koptu. Ben başta olmak üzere guruptaki herkes içini dökmeye başladı. İşte tam bu sıra şoför otobüsü ani bir frenle durdurarak tartışmaya dahil oldu. Otobüsün bu şekilde ani frenle durdurması gerginliğin daha da artmasına neden oldu. Bazı kişiler neredeyse olayı fiziki kavgaya dönüştürecekti ki araya girenler sayesinde biraz olsun durum kontrol altına alındı.

Tur sonrasında epeyce bir araştırma yaptım elbette. Şikâyet sitelerinde yaşadıklarımızın neredeyse aynısını, hatta çok daha beterini yaşayan insanlar olduğunu gördüm. 2002 yılında Biri Bizi Gözetliyor (BBG) yarışmasında birinci olan Kaan İşçil’in kazandığı parayla kurduğu Kappatur bu mantıkla devam ederse yolun sonunu getiremez. 

Eğer Kappa Tur ve Mariza Hanım’ın yaşattıklarını bir kenara bırakacak olursa genel olarak güzel bir geziydi. Kendi eğlencemizi kendimiz oluşturmayı başarabildik. Lise dostumun ailesi ile birlikte olmak, sohbetler, güzel Yunan Yemekleri, taverna ortamı ve her ne olursa olsun yaşanan tatsızlıklar hafızalarımızda yerini aldı.

Ama bir daha mı asla Kappatur’un kapısının önünden geçmem! Siz siz olun asla bu tür hataya düşmeyin ve dostlarınız uyarın.