Ülkemizde büyük bir cepheleşme
yaşanıyor. A Partili, B Partili; Alevi,
Suni; Türk Kürt. Aklınıza gelebilecek hemen her konuda kutuplaşma ciddi
boyutlarda. İnsanlar patlamaya hazır saatli bir bomba gibi. Birbirlerini bir
kaşık suda boğmaya hazırlar.
En büyük ve belki de en
sıkıntılı ayrım ise futbolda yaşanıyor. Öyle ki özünde insanları dostluğa,
barışa, kardeşliğe yöneltmesi gereken bir spor dalı, şu günlerde nerdeyse
cinayetlere neden olacak.
Fenerbahçe Başkanı Aziz
Yıldırım, henüz muktedir olduğu ve Türk Futboluna yön verdiği günlerde, “ Fenerbahçe ve diğerleri” diye bir
kavramı sokmuştu hayatımıza. O günlerde küçük bir azınlık tarafından benimsenen
ve savunulan bu anlamsız düşünce, bugün Fenerbahçelilerin tek dayanağı olmuş
durumda.
Bu aşırı kutuplaşmadan dolayı futbolu sadece keyif olsun diye izleyenler, başta ev hanımları ve çocuklar olmak üzere futboldan uzaklaşmaya başladılar. Geçtiğimiz yıllarda kombine sahibi olanlar artık kombinelerini yenilemiyorlar. Lig TV aboneliklerini iptal ettiriyorlar. Artık sadece takımımın Avrupa’daki maçlarını takip edeceğim diyen bir çoğunluk oluşmuş durumda.
Oysa ki bas bas bağırıyoruz,
çırpınıyoruz, haykırıyoruz.. Türk Futbolu elden gidiyor. Günden güne
eriyor. Yaşanılanlar, yapılanlar, işi
her geçen gün daha da dönülmez noktaya taşıyor. Tedbir alın diyoruz. Sesimizi
duyuramıyoruz.
Eğer Türkiye Futbol Federasyonu
(TFF) bu kafayla devam ederse, güçlünün yanında olup, mazlumu yok sayarsa sonunu
hazırlayacak ve yapayalnız kalacak.
TFF, UEFA ve FIFA’nın
talimatlarında yer alan tüm maddelere uymakla yükümlü. Nitekim Türkiye Futbol
Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 3. maddesinde de TFF’nin
UEFA ile FIFA tarafından konan kurallara uymak zorunda olduğu dile getiriliyor.
Yine TFF Hakkındaki Kanun’un 15. maddesinde, şike ve teşvikle ilgili
uygulanacak cezaların UEFA ile FIFA kurallarına uygun olarak verileceği
belirtiliyor.
FIFA ile UEFA,ya göre
futbol, ‘Yeşil alanlarda gerçekleştirilen bir şölen’ Gerek bu sporu
yapanların, gerekse de izleyicilerin keyif alması asıl amaç. Özellikle bahis
sektörünün çok genişlemesi sonrasında artan şike konusunda ‘sıfır tolerans’
ilkesini uygulayan FIFA ve UEFA’nın bu konudaki duruşları çok net.
Bu kapsamda; FIFA Disiplin
Talimatı’nın 69. maddesi ile UEFA Disiplin Talimatı’nın 3.; 5. ve 8. maddeleri
şike konusunda hiçbir federasyon, kulüp,
yönetici ve futbolcuya taviz verilmeyeceği; küme düşürme cezasının net bir
şekilde uygulanacağını belirtiyor.
UEFA’nın “Biz ülke federasyonlarının iç yapılanmalarına ve işleyişlerine
karışmayız” beyanatını sürekli
olarak ön plana çıkaran medyamız, “Süreci
yakından takip ediyoruz. Gerekli yaptırımları uygulamaktan kaçınmayız” sözlerini
görmeme gayreti ile hasır altı etse de enin de sonunda acı gerçekle karşı
karşıya kalacak.
UEFA’nın Disiplin Talimatı’nın
3. Maddesi çok açık; “UEFA’ya bağlı federasyonlar,
kulüpler, yöneticiler, hakemler, oyuncular ve maçla ilgili çalışan tüm kişiler,
UEFA’nın disiplin gücüne tabiidir”
Dünya ve Avrupa futbolunun iki
patronunun bu konuda koyduğu kesin kurallar çerçevesinde FIFA ile UEFA’ya üye
olan TFF’nin kendi disiplin talimatının 58. maddesinde herhangi bir değişiklik
yapması halinde ağır cezalarla karşılaşacağı kaçınılmaz.
Evet, iç işlerimize karışmayacaklar.
“Annenizin liginde paşa paşa oynayın,
ama Edirne’den öteye temizlenmeden bir zahmet gelmeyin” deyiverecekler.
Biz buna hazır mıyız? Önce buna
karar vermeliyiz. Dostoyevski’nin de dediği gibi:
Giden dönmeyecekse; kalanların değerini
bileceksin.
Ölenle ölünmüyorsa eğer; kalanlarla yaşamaya devam edecesin.
Ölenle ölünmüyorsa eğer; kalanlarla yaşamaya devam edecesin.
Orduspor başkanı dün akşam ne dedi: UEFA gelir,tüm takımları yasaklar. Böylece ligi temizleriz..
YanıtlaSilBenim merak ettiğim, Galatasaray'ın böyle bir durum karşısında herhangi bir planı var mı? yoksa kaderimize boyun mu eğeceğiz.
Maalesef ceza gelirse yapabilecek bir şey yok. Alternatif bir Balkan Ligi üzerinde çalışma yapılıyor. Belki böyle bir oluşumun içinde olabilir Galatasaray. Ancak bu da çok zor ve uzak ihtimal.
YanıtlaSil