Şike soruşturmasının başlamasının üzerinden tam 1 yıl geçti.
Hepimiz süreci yakından takip ettik. Eskiden futbolla yatıp futbolla kalkan
bizler, şike ile yatıp mahkeme ile kalktık. Yapılanı görmezden geldik, önümüze çıkan fırsatları elimizle bir kenara
ittik, söylendik durduk, ama bir şey yapmadık ve zamanı tükettik.
İslamiyet’in en büyük dört halifesinden biri olan Hz. Ömer
(R.A.) ‘in söylediği bir söz aynen gerçek oldu;
“Atılan ok, kaçırılan fırsat,
söylenen söz, geçen zaman geri getirilemez.”
Şike Operasyonun yapılmasının ardından ortaya çıkan tapeler,
konuşmalar, belgeler ve ilişki yumağı şikenin varlığını ortaya çıkarmıştı. Türk
Futbolunun önemli 8 takımı birden bu iğrençliğin içindeydi. Polis çok güzel
çalışmış yaşanılanları gün yüzüne çıkarmıştı. Ne yazık ki işin içinde Türkiye’nin
en büyük iki kulübü de olunca kurallar yasalar işlemez oldu. Devreye gizli
güçler girdi.
TFF’nin o dönem çiçeği burnunda, Başbakan torpilli başkanı
Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe’yi düşüren Başkan olmamak uğruna Türk Futbolunu
ateşe atmaktan bir beis görmedi. Daha hiç uygulanmamış olan 4 aylık kanun bir
gecede bütün partilerin katılımıyla değiştiriliverdi. Kimsenin gıkı çıkmadı.
TFF başkanlığına adı şike soruşturmasında geçen bir kulübümüzün başkanı
getirildi. Bunlar atılan oklardı. Geri döndürmek imkânsız.
TFF eline geçen Türk Futbolunu kurtarma şansını eliyle bir
kenara itti ve günü kurtardı. Adı şikeye bulaşmış kulüplere vereceği bir ceza
ile hem saygınlığını, hem otoritesini hem de bir anlamda namusunu koruma
şansını kaçırdı. Temizlenme ve aklanma
hayal oldu. Marka değeri yerlere düştü. Fırsat
kaçtı. Geri gelmesi imkânsız.
Maalesef, amatör ruh profesyonel yönetim olmadığı için,
profesyonel ruh ve amatör yönetimle buraya kadar gelinebilirdi. Amatörce
söylemlerde bulunuldu. Etik Kurulu önce şike var dedi, sonra yeni seçilen temiz
dedi. Sportif ceza konusunda tam yetkili
olan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) mahkemenin ceza verdiklerini
akladı. Mahkemenin ceza vermediklerine ceza verdi. Bütün bunları yaparken bağımsız
davranmadı. Verilen kararların koşulsuz
kabullenileceğini düşündüler. Artık
verdikleri karardan dönmeleri ve ağızlarından çıkan sözleri geri almaları imkânsız.
Tam bir yıl geçti. Ve koskoca bir sezon. Dahası şimdi yeni
sezon da başlamak üzere. Olası bir UEFA
yaptırımı karşısında oynanan sezonun telafisi de yok. Hele ki yeni sezon
başladıktan sonra uygulanmak zorunda olacak bir cezanın izahı bile yok. Biliyorum,
mevcut durumda takımlar ceza almayacak gibi duruyor. Ama ben hala UEFA’nın bu
konuda bir yaptırım uygulayacağı konusunda ısrarcıyım. Görüldüğü gibi geçen zamanı geri getirebilmek de mümkün değil.
Ben bir yazımda “Böyle giderse Türk Futbolu sakat kalacak
demiştim”. Maalesef sakat kalmak bir yana kurtaramadık Türk Futbolunu ve
kaybettik. Artık Türk futbolu için sala veriliyor. Mevta olmuş bir vaziyette musalla
taşında bekleyen Türk Futbolu için artık Fatiha okumaktan başka çaremiz
yok. Ancak cenaze namazı sonrası ne
yapabiliriz ona bakmak lazım.
Türkiye'nin dünyanın tam ortasında olmasından ve bünyesinde bulunan büyük üretim fırsatlarına sahip olmasından dolayı ne kadar şanslı olduğunu biliyoruz.
YanıtlaSilAncak bu kadar fırsata rağmen ilerleyemiyor olmamızın sebebi amatör yönetimler değil mi ?
Çok daha güçlü bir devlet olabilme fırsatlarını yanlış yönetimlerden dolayı kaybetmedik mi ?
Cesurca bir karar verip başımızdaki belaları temizlemek varken acaba diyerek farklı kararlarla uzun süredir başımızdaki belaları kaderimiz ilan etmedik mi ?
Futbol'un da geldiği nokta yukarıdaki yazıyla net bir şekilde ortaya konulmuştur. Futbol alınacak cesur kararlarla dünyaya örnek olma fırsatını çoktan kaçırmıştır.
Bugün akıllı olan herkes TFF'nin yada Türk Yargısının objektif olmadığını birilerinin isteği üzerine karar verdiğini anlayabilir.
Buda Futbol üzerinden ülkemizin dış siyasetinde bile karşımıza çıkartılabileceğinin göstergesidir.
Çok büyük bir fırsatın kaçması, tarihi bir kararı yaşamamızı engelledi. Kendi adıma üzgünüm...Ve futbol devam ettiği sürece yaşadığımız bu iki sene kara bir leke olarak hafızalarımızdaki tazeliğini koruyacaktır.
Tayfun kardeşim sen de zaten güzel tespitlerde bulunmuşsun tebrikler..
YanıtlaSil