7 Temmuz 2012 Cumartesi

Buyurun Cenaze Namazına


Şike soruşturmasının başlamasının üzerinden tam 1 yıl geçti. Hepimiz süreci yakından takip ettik. Eskiden futbolla yatıp futbolla kalkan bizler, şike ile yatıp mahkeme ile kalktık. Yapılanı görmezden geldik,  önümüze çıkan fırsatları elimizle bir kenara ittik, söylendik durduk, ama bir şey yapmadık ve zamanı tükettik.

İslamiyet’in en büyük dört halifesinden biri olan Hz. Ömer (R.A.) ‘in söylediği bir söz aynen gerçek oldu;  “Atılan ok, kaçırılan fırsat, söylenen söz, geçen zaman geri getirilemez.”

Şike Operasyonun yapılmasının ardından ortaya çıkan tapeler, konuşmalar, belgeler ve ilişki yumağı şikenin varlığını ortaya çıkarmıştı. Türk Futbolunun önemli 8 takımı birden bu iğrençliğin içindeydi. Polis çok güzel çalışmış yaşanılanları gün yüzüne çıkarmıştı. Ne yazık ki işin içinde Türkiye’nin en büyük iki kulübü de olunca kurallar yasalar işlemez oldu. Devreye gizli güçler girdi.

TFF’nin o dönem çiçeği burnunda, Başbakan torpilli başkanı Mehmet Ali Aydınlar, Fenerbahçe’yi düşüren Başkan olmamak uğruna Türk Futbolunu ateşe atmaktan bir beis görmedi. Daha hiç uygulanmamış olan 4 aylık kanun bir gecede bütün partilerin katılımıyla değiştiriliverdi. Kimsenin gıkı çıkmadı. TFF başkanlığına adı şike soruşturmasında geçen bir kulübümüzün başkanı getirildi.  Bunlar atılan oklardı. Geri döndürmek imkânsız.

TFF eline geçen Türk Futbolunu kurtarma şansını eliyle bir kenara itti ve günü kurtardı. Adı şikeye bulaşmış kulüplere vereceği bir ceza ile hem saygınlığını, hem otoritesini hem de bir anlamda namusunu koruma şansını kaçırdı.  Temizlenme ve aklanma hayal oldu. Marka değeri yerlere düştü. Fırsat kaçtı. Geri gelmesi imkânsız.

Maalesef, amatör ruh profesyonel yönetim olmadığı için, profesyonel ruh ve amatör yönetimle buraya kadar gelinebilirdi. Amatörce söylemlerde bulunuldu. Etik Kurulu önce şike var dedi, sonra yeni seçilen temiz dedi.  Sportif ceza konusunda tam yetkili olan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) mahkemenin ceza verdiklerini akladı. Mahkemenin ceza vermediklerine ceza verdi. Bütün bunları yaparken bağımsız davranmadı.  Verilen kararların koşulsuz kabullenileceğini düşündüler. Artık verdikleri karardan dönmeleri ve ağızlarından çıkan sözleri geri almaları imkânsız.

Tam bir yıl geçti. Ve koskoca bir sezon. Dahası şimdi yeni sezon da başlamak üzere.  Olası bir UEFA yaptırımı karşısında oynanan sezonun telafisi de yok. Hele ki yeni sezon başladıktan sonra uygulanmak zorunda olacak bir cezanın izahı bile yok. Biliyorum, mevcut durumda takımlar ceza almayacak gibi duruyor. Ama ben hala UEFA’nın bu konuda bir yaptırım uygulayacağı konusunda ısrarcıyım. Görüldüğü gibi geçen zamanı geri getirebilmek de mümkün değil.

Ben bir yazımda “Böyle giderse Türk Futbolu sakat kalacak demiştim”. Maalesef sakat kalmak bir yana kurtaramadık Türk Futbolunu ve kaybettik. Artık Türk futbolu için sala veriliyor. Mevta olmuş bir vaziyette musalla taşında bekleyen Türk Futbolu için artık Fatiha okumaktan başka çaremiz yok.  Ancak cenaze namazı sonrası ne yapabiliriz ona bakmak lazım.

2 yorum:

  1. Türkiye'nin dünyanın tam ortasında olmasından ve bünyesinde bulunan büyük üretim fırsatlarına sahip olmasından dolayı ne kadar şanslı olduğunu biliyoruz.

    Ancak bu kadar fırsata rağmen ilerleyemiyor olmamızın sebebi amatör yönetimler değil mi ?

    Çok daha güçlü bir devlet olabilme fırsatlarını yanlış yönetimlerden dolayı kaybetmedik mi ?

    Cesurca bir karar verip başımızdaki belaları temizlemek varken acaba diyerek farklı kararlarla uzun süredir başımızdaki belaları kaderimiz ilan etmedik mi ?

    Futbol'un da geldiği nokta yukarıdaki yazıyla net bir şekilde ortaya konulmuştur. Futbol alınacak cesur kararlarla dünyaya örnek olma fırsatını çoktan kaçırmıştır.

    Bugün akıllı olan herkes TFF'nin yada Türk Yargısının objektif olmadığını birilerinin isteği üzerine karar verdiğini anlayabilir.

    Buda Futbol üzerinden ülkemizin dış siyasetinde bile karşımıza çıkartılabileceğinin göstergesidir.

    Çok büyük bir fırsatın kaçması, tarihi bir kararı yaşamamızı engelledi. Kendi adıma üzgünüm...Ve futbol devam ettiği sürece yaşadığımız bu iki sene kara bir leke olarak hafızalarımızdaki tazeliğini koruyacaktır.

    YanıtlaSil
  2. Tayfun kardeşim sen de zaten güzel tespitlerde bulunmuşsun tebrikler..

    YanıtlaSil