8 Ocak 2015 Perşembe

Sahibinden az kullanılmış satılık delege!

2008 Şubat ayında yapılan darbeyle siyasi güçlerin eline geçen Türkiye Futbol Federasyonu, o günden bu yana izlediği yönetim anlayışıyla adeta kapalı rejim ile yönetilen bir ülke gibi. Hani o ülkeyi gerçek yaşamdan örnek vermek gerekseydi hiç tereddüt etmeden Kuzey Kore örneğini verebilirdim.

O tarihten bu güne gelen başkanlar arasında bir tek Yıldırım Demirören delegelerin seçimleri ile o koltuğa oturdu. Çünkü gerek Hasan Doğan gerek Mahmut Özgener ve gerekse de Mehmet Ali Aydınlar her ne kadar seçimle gelmiş gibi gözükseler de o koltuğun atanmış isimleriydi.

Yıldırım Demirören’de ise durum daha farklıydı. Evet o delegenin hür iradesi ile seçildi. O da işaret edilmişti ancak karşısına rakip çıksaydı belki durum farklı olabilirdi. Bu nedenle her ne kadar, ne kendisini ne icraatlarını sevsem de, makamına saygı duyuyorum. Onun seçildiği genel kurulda asıl farklı olan delege yapısı ve delegenin düşüncesiydi!

Bir kere bugün taraflı tarafsız futbol camiasının içindeki herkes, o makama icazet alınmadan gelinmesinin imkânsız olduğunu biliyor. Mevcut delege yapısı bunu mümkün kılıyor.

Türkiye’de 80 milyon insan yaşıyor. Sanırım bunun hiç yoksa en az yarısı futbolla ilgileniyordur. Hadi biz daha makul olalım ve 25 milyon kişinin doğrudan futbolla ilişkisinin olduğunu varsayalım. 25 milyon kişiyi ilgilendiren bir kurumu yönetecek kişiyi sadece 268 kişi seçiyor.

Ha diyeceksiniz ki taraftarı ne ilgilendirir Türk Futbolunu yönetecek kişi. Peki, o zaman ilgili rakamı değiştirelim. Ülkemizde 127 profesyonel kulüp var. Alt liglerde amatör olarak 15 bine yakın takım var. Türkiye’de faal olarak futbol oynayan 4500’e yakın profesyonel, 250 bin civarı amatör ve toplamda yaklaşık 500 bin lisanslı futbolcu var. Her kulübün yönetim kurulu da en az diyelim ki 7 kişiden oluşsa yaklaşık 110 bin civarı yönetici var demektir. 12 binin üzerinde lisanslı antrenör, 7 bin civarı ise futbol hakemi var. Futbol için hizmet veren sağlık personelinin sayısını tam olarak tespit etmek çok zor olsa da yaklaşık 6-7 bin civarı olduğunu varsayabiliriz. Menajerler, profesyonel çalışanlar, gazeteciler…

Bakın basit bir bakkal hesabıyla taraftarları ve bu futbolun içindeki aktif insanların ailelerini bile hesaba katmadan 700 bin kişiye ulaştık.

Peki soruyorum 700 bin kişiyi doğrudan ilgilendiren bir kurumun yönetimi 268 kişi tarafından mı seçilmeli?

Ülkemizin futboldaki lokomotif kulüplerinin başkanları, Fenerbahçe’de 16 bin, Beşiktaş’ta 12 bin, Galatasaray’da 8 bin, Trabzonspor’da ise 7 bine yakın üyenin oyları ile belirleniyor.

TFF Başkanı ise 268 oyla!

Bu 268 üye de adil ve doğru seçilmiş olsa bari! Nerede? 

Bakın TFF delegeleri kimlerden oluşuyor:

a) Türkiye Profesyonel futbol en üst ligindeki kulüplerin başkanları ile altı delege,
b) Türkiye Profesyonel birinci ligde yer alan kulüplerin başkanları ile bir delege,
c) Türkiye Profesyonel ikinci ligde yer alan kulüplerin başkanları,
d) Türkiye Profesyonel üçüncü ligde yer alan kulüplerin başkanları,
e) Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu başkanı ile Yönetim Kurulu tarafından ayrıca belirlenecek dokuz delege,
f) Profesyonel Futbolcular Derneği başkanı ile en fazla (A) Milli olmuş ve faal futbolculuğu bırakmış beş delege,
g) Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği başkanı ile en uzun süre (A) Milli Takım teknik direktörlüğü yapmış beş delege,
h) Türkiye Faal Futbol Hakemleri ve Gözlemcileri Derneği başkanı ile ön eleme müsabakaları hariç UEFA Şampiyonlar Ligi ya da bu lig öncesinde bu statüye denk organizasyonlarda en fazla müsabaka yönetmiş beş delege, (Başkan ve diğer beş delegenin de faal olmaması şarttır.)
i) Bünyesinde futbol dalı bulunan engelli spor federasyonlarının başkanları,
j) FIFA veya UEFA İcra Kurulu’nda görev yapmış kişiler,
k) FIFA veya UEFA komitelerinde fiilen en az on yıl görev alan kişiler,
l) Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığını asaleten yapmış kişiler.

127 kulübü temsil eden kişi sayısı 253 ve tamamı faal! 500 binin üzerinde futbolcuyu temsil eden ise sadece 5 kişi ve hiçbiri faal olmamak zorunda! 12 bin kişilik antrenör ordusunu da 6 binin üzerindeki hakem ve gözlemciyi de temsil eden kişi sayısı yine 5! Onların da faal olması yasak!

Ne kadar adil değil mi?  Tüm olanı biteni gazetelere ve ekranlara yansıtan spor basınından herhangi bir temsilci olmayışını geçtim hadi, statları doldurup, ekranları başında takımlarına gönül vermiş ve bütün bu milyarlarca ekonominin dönmesine neden olan taraftardan dahi tek bir temsilcisi yok!

Ve maalesef delege sayısı bu kadar az olunca bugünkü tablo ortaya çıkıyor. Siyaset de bulaşıyor çıkar sahipleri de…

Delege Başı 100 Bin USD!

Türkiye Futbol Federasyonu’nda Haziran’da olağan seçim var. Futbol yeni başkanını seçecek. Aldığım duyumlara göre bu kez siyaset müdahil olmayacak. Zaten hemen öncesinde Türkiye genel seçimden çıkmış olacak.

Adaylığını da ilk açıklayan yaptığı icraatlarla sürekli kan kaybeden mevcut Başkan Yıldırım Demirören oldu. Kimilerine göre bu erken adaylığın en önemli nedeni başta Göksel Gümüşdağ olmak üzere adaylığa hazırlanan kişilerin önünü kesmekti.

Ancak bu kez kulislerde dolanan iddia çok vahim. Yıldırım Demirören’in delegelere 100’er bin USD teklif ettiği söylentileri dolanıyor. Akıl almaz gibi görünen bu rakam, söz konusu delege yapısı dikkate alındığında çok da büyük değil aslında. Bahsi geçen rakam tüm delegelere dahi verilmiş olsa 30 milyon dolar yapar ki bu da Yıldırım Demirören vakti zamanın da Beşiktaş’a öyle ya da böyle harcadığı rakamın yanın da devede kulak kalır! Değil parayla canına rağmen, oyunu satmayacak delegeler de var o yapının içinde, ama gelin görün ki 100 bin USD için her şeyi yapabilecek karakterler daha çoğunlukta.

Aslında bu bir ilk değil! Geçmişte belki delegeyi satın almak için değil ama gönlünü çelmek için her genel kurul öncesi delegelere hediyeler verilirdi. Bu kapıyı ilk açan da Ayhan Bermek olmuştu. Aday olduğu seçimde tüm delegelere cep telefonu hediye etmişti. Böylece bu kapı aralanmıştı.
Gelinen noktada ise yukarıda bahsettiğim rakamlar telaffuz edilmeye başlandı…

Delege yapısı ile ilgili söylenecek, önerilecek çok şey var. Mantıklı ve makul delege sayıları ile çok daha sağlıklı bir yönetim teşkil edilebilir. Ancak bu kimsenin işine gelmez. Futbolun paydaşlarının daha dengeli ve daha çok temsil edildiği, futbolun gerçek sahibi futbolcuların ve hakemlerin daha ağırlıklı olmak üzere, amatör futbola gönül vermiş yöneticilerin de yar aldığı, spor basınından, taraftarına kadar her kesimden oluşacak bir genel kurulun seçeceği bir yönetimin nasıl güçlü olacağını sanırım tahmin edebilirsiniz.

Passolig için müthiş çözüm!


Hatta biraz ütopya yapacak olursak;

Tribünler dolmuyor. Seyirci tribünlere küstü. Futbola ilgi azaldı diyoruz ya! Madem Passolig var, madem herkes fişlendi! Bırakın seçimi de taraftar yapsın. Milletin iradesi söyleminin bu kadar çok kullanıldığı bir atmosferde futbolseverin iradesi de böylece gündeme gelsin!

Adayları kulüpler belirlesin, ama seçimi de elektronik Passolig sahibi taraftar yapsın. Nasıl olsa bu kart herkese mecbur. Yöneticiler, futbolcular, hakemler de birer Passolig çıkartır. Alın size muhteşem bir seçim! Yer mi?

Bakın o zaman nasıl Passolig sayısı artıyor siz bile inanamazsınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder