Bu kez spor yazmayacağım!
Futbolun yakınından bile geçmeyeceğim. Bu kadar çirkinleşmiş bir ortamda
nefesimi boşa harcamayacağım. Her ne kadar dostlarım şike yaz, TFF yaz, UEFA
yaz, duyumlarını aktar dese de bu kez bunu dile getirmeyeceğim.
Zaten anlamı da yok ki! Uzun
yazı okumayı sevmiyoruz. Kısa yazılandan da anlamıyoruz. Aslında okumayı hiç
sevmiyoruz! Neden var ki bu yazılar? Yazılıyor da ne oluyor?
Ne zaman yazı yazmak için
bilgisayarımın başına otursam, çok sevdiğim bir arkadaşımın epeyce bir zaman
önce bana söylemiş olduğu o söz aklıma gelir: “Dünyada yazılmadık yazı,
söylenmedik söz, çizilmedik resim, çekilmedik fotoğraf, bestelenmedik müzik
kaldığını hiç sanmıyorum?”
Gerçekten de öyle midir? Hep
bu soruyu düşünüyorum. Benim şu satırlarda vermeye çalıştığım mesajın, daha
önce verilmemiş olma ihtimali ne kadar? Ya da az sonra söyleyeceğim sözler kaç
kez bir başkası tarafından telaffuz edildi?
Victor Hugo,” Yalan
zekâ işidir. Dürüstlük ise cesaret. Eğer
zekân yetmiyorsa yalan söylemeye, cesaretini kullanıp dürüst olmayı dene.”
demiş ya ben de öyle yapıyorum, dürüst oluyorum. Yazılarımda kalbimden ne
geçiyorsa, aklıma ne geliyorsa onu döküyorum ekrana. Ama bu cesaret çoğu zaman
başkalarını rahatsız ediyor. Birçok insan doğruyu değil, duymak istediğini okumak
istiyor. Doğrular ağır geliyor onlara. Kabullenemiyorlar gerçekleri…
Her yazımı yazarken tek bir
hedefim var o da “Söylenmedik sözü
bulmak!” Henüz bulabildiğimi sanmıyorum.
Gazetelerde, dergilerde,
internette, kısaca her mecrada yazı yazan yazarlar filozof edasıyla yazarlar
yazılarını. Onların bildiklerini başkaları bilmezmişçesine kaleme alırlar. Bir
tek onların yorumları değerlidir çoğu zaman. Dünya onların etrafında döner. En
çok okunan da, kalemi en kuvvetli olan da onlardır o an. Hani Türk
televizyonlarının klişeleşmiş bir lafı vardır ya “70 milyon bizi izliyor” diye,
işte onlar da o edayla yazar yazılarını ve toplumun yazdıkları gibi yön
değiştirmesini bekler.
Ama onlar da bulamamıştır
aslında “Söylenmedik sözü”. Zaten buldukları an biterler. O arayış tüm hızıyla
her yazıda devam eder.
İnsanların 140 karakterle
hayatlarını anlattıkları bir dönemde “ Söylenmedik söz kalmış mıdır acaba?”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder