26 Ekim 2011 Çarşamba

Malzemeden Çalan Müteahhit TFF


Ülkemiz zor ve sıkıntılı bir süreçten geçiyor. Bir tarafta vatan haini, bebek katili, bölücü teröristler askerimizi rahat bırakmazken, diğer tarafta bulunduğumuz coğrafyanın bize yaşattığı makûs talihimiz olan depremle yüzleştik. Gerek şehitlerimize gerekse depremde ölen vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, kederli ailelerine ise sabır ve başsağlığı diliyorum.

Çok yakında Türk Futbolu da bir deprem yaşayacak. Bunu sinyallerini uzunca bir zamandır alıyoruz. TFF, deprem bölgesinde inşaat yapan, ama malzemeden çalarak, plana ve projeye uymayan bir müteahhit gibi davranıyor. Tedbir almak bir yana dursun, her geçen gün daha da zarar göreceğimiz bir halde felakete zemin hazırlıyor.

Hakkında "Fenerbahçe'ye başkanlık hedefi var ve bu takımı küme düşüremez" iddiaları ayyuka çıkmış olan TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve çalışma arkadaşları, devam eden şike soruşturmasıyla ilgili kararları yıl sonuna erteleyerek, zaten krizde olan Türk Futbolunu hepten komaya soktu.

Bu ekip, futbolla yakından uzaktan biraz ilgisi olan herkesin, artık çok iyi bildiği gerçekleri görmezden gelip akıllarınca günü kurtarıyor.

Süreci hep birlikte takip ettik. Aşağıda yazdıklarımın birçoğunu bazı cesur meslektaşlarım kaleme aldı. Birçok medya mensubu ise ya gönül verdiği renklerden dolayı, ya çıkarlarından ötürü, ya da korktuklarından olsa gerek olanı biteni görmezden geldi. Tıpkı TFF gibi onlarda başını kuma gömdü devekuşu misali.
Bildiğiniz gibi, UEFA kulüplerimizden “Temiziz” kâğıdı alarak kendisini garantiye aldı. Şike çıkarsa “Temiziz” teminatı veren takımların cezası katlanacak.

Savcı Mehmet Berk’in yürüttüğü soruşturmada iddianame kabul edilirse ve şike kanıtlanırsa, TFF adı geçen kulüplerin tamamını mevcut talimatlar gereği bir alt lige düşürmek zorunda. Eksi puan cezası ancak alt lige düştükten sonra uygulanacak bir müeyyide. Yani hafif bir cezayla yırtmak söz konusu değil. Daha da ötesi bugün Avrupa’da mücadele eden ve adı şike soruşturmasında geçen Trabzonspor ve Beşiktaş’ın cezası daha ağır olacak. Avrupalı rakipler dava açabilecek ve bu kulüplerin 'ihracı' sonraki sezonları kapsayabilecek.

Yani UEFA’nın organize ettiği turnuvalar devam ederken bu iki takımımızın illegal faaliyetleri kanıtlanırsa, cezası daha ağır olacak. Çünkü “Temiziz” belgesi ile UEFA'yı kandırmış durumuna düşecek. Ayrıca adı geçen bütün takımlar, bununla birlikte Süper Lig'i yarıda bırakıp bir senesini yitirecek. Ertesi sene de Bank Asya Birinci Lig'de olacağı için kaybı 2 seneye çıkacak.

Daha kötüsü ise TFF’yi dolayısıyla Türk Futbolunu bekliyor elbette. UEFA'nın 'maç bağlama' yani match fixing ile ilgili talimatı çok açık. Bu konuda hiç taviz verilmiyor. Buna göre, yerel federasyonlar, kuralları tam olarak hayata geçirilmezse, ilgili takımın yanı sıra tüm kulüpler ve milli takım, uluslararası turnuvalardan men edilebilir.

UEFA Disiplin Talimatı aslına bakarsanız bizim talimatlarımızdan daha insaflı. Alelacele çıkarttığımız kanun nedeniyle bizim talimatlarımız, girişimde bulunmayı bile bir alt lige düşürmekle cezalandırıyor.
Oysa UEFA'nın “match fixing” bölümündeki madde, teşvik ve şike uygulaması, kurumlardan ve kulüplerden bağımsız olarak tamamen kişisel girişimle işlenmişse, adı geçen kulübün 1 ile 18 puan arasında puanının silinmesini, eğer şike ve teşvik girişimi, kulüp yöneticilerinden haberdar veya bizzat kulüp yöneticilerin katılımı ile gerçekleşmişse, söz konusu kulübün bir alt lige düşürülmesini emrediyor. Hatta eylemlerin sayısına göre daha alt liglere düşürmek de söz konusu.

Görüldüğü gibi TFF, UEFA talimatlarına uymak zorunda.

TFF Başkanı Mehmet Ali Aydınlar ve çalışma arkadaşları elbette aldıkları yetkiyle, TFF’yi özgürce yönetme hakkına sahipler. Ancak bu özgürlükleri başlarına büyük bir bela açacak gibi görünüyor. Yazıma Tiziano Terzani`nin ‘Atlı Karıncada Bir Tur Daha’ adli kitabında anlattığı bir bölümle son vermek istiyorum.

Anlayana!

Adamın biri bilge bir kral olmakla ün salmış olan kralın yanına gider.
Krala şunu sorar:
`Efendim söyleyin bana hayatta özgürlük var mıdır? `
Kral `Elbette` der,
`Kaç bacağın var senin? `
Adam soruya şaşırarak `İki efendim` der.
Kral `Pekala, tek bacağının üstünde durabilir misin? `
`Elbette` diye cevap verir adam.
Kral `O halde hangi bacağın üstünde duracağına karar ver`.
Adam biraz düşünür ve sol bacağı üstünde durmaya karar verir.
`Tamam` der Kral
`Simdi de öteki bacağını kaldır.`
Adam şaşırır `Bu imkansız Kralım` der.
`Gördün mü? ` der Kral `
Özgürlük budur. Sadece ilk kararı almakta özgürsün. Ondan sonrasında değil.`

1 yorum: