4 Ağustos 2010 Çarşamba

Türk Futbolunun sonu mu geliyor?

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) verdiği ve vermediği kararlarla tarih yazmaya devam ediyor. Türk futbolu, geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ve TFF yönetiminin tarihinde ilk kez ibra edilmediği, büyük bir ihtimalle de iptal edilecek Genel Kurul’un etkileri daha henüz soğumadan, yeni bir tehlike ve büyük bir skandalla karşı karşıya.
Geçtiğimiz sezon yaşanan tartışmalı sürecin ardından Süper Lig'den Bank Asya'ya düşürülen Ankaraspor artık yok!.. TFF aleyhine açtığı davayı geri çekmesi için verilen süre içinde herhangi bir işlem yapmadığı için başkent kulübü ile ilgili son karar verildi ve Ankaraspor ihraç edildi. Mavi Beyazlılar bundan böyle küçükler liginde bile mücadele edemeyecek.
TFF’nin Ankaraspor ile ilgili içine düştüğü durum, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor.
Ankaraspor geçtiğimiz sezon Turkcell Süper Lig’den düşürüldüğünde ve tahkimden de olumsuz sonuç aldığında, haklarının gasp edildiğini ileri sürüp durumun hukuka aykırı olduğunu savunarak yerel mahkemeye başvurmuştu. 12 milyon lira tazminat talebinde bulunan Ankaraspor için, ilgili mahkeme Tahkim Kurulu’nun oluşum ve işlemlerinin Anayasa’ya uygunluğunun sorgulanması için Anayasa Mahkemesi’nden görüş istemişti. Adeta TFF’ ye savaş açan başkent ekibi, aslında bir anlamda bu mahkemeyle birlikte Mayıs 2009’da TBMM’de kabul edilen 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu kuruluş ve görevleri hakkında kanunun iptali içinde Anayasa Mahkemesi’ne gitmiş oldu. Halen devam bu davanın TFF aleyhine sonuçlanması durumunda, Ankaraspor yüklü bir tazminat alacak ve haklarının iadesi mümkün olabilecek.

Bu süreç üzerine harekete geçen Futbol Federasyonu ise çerçeve statü gereği kulüplerin verdiği taahhütnameyi gerekçe göstererek Ankaraspor’un da talimatlara uymasını istemişti. Türkiye liglerinde mücadele eden kulüpler her sezon başında aşağıdaki taahhüdü verirler:

“Kulübümüz Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde amatör futbol faaliyetlerine katıldığından / katılacağından Türkiye Futbol Federasyonu’nun Kanun,Çalışma Usul ve Esaslarına Dair Ana Statü ve Federasyonca düzenlenen talimatlara,tescil ve müsabaka esaslarına uyacağımızı, Federasyonla, diğer kulüp ve futbolcularla çıkacak ihtilafların 3813 sayılı Kanuna, FİFA Kurallarına ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre kurulup çalışan Tahkim Kurulu tarafından çözümlenmesini ve bu kurulun kararlarına uyacağımızı, bu kararlara karşı hiçbir İdari ve Adli  Yargıya Temyiz,Tashihi karar,yargılamanın iadesi gibi Kanun yollarına başvurmayacağımızı ve bütün bunlara aykırı hareket ettiğimiz takdirde tescilimizin iptalini ve müsabakalara iştirak ettirilmemeyi kabul ve taahhüt ederiz.”

Bu taahhüdü vermeyen takım tescil edilmez ve müsabakalara alınmazlar.
Şimdi birçok futbolsever gibi benim de aklıma takılan bir takım sorular var;
Ankaraspor TFF’yi mahkemeye bugün vermedi ki! Neden mahkemeye verdiği an tescilini iptal etmediniz? Hadi tescilini iptal etmediniz, sene başında kulüplerden aldığınız bu taahhüdü Ankaraspor’dan alamadığınız halde, neden liglere ve fikstür çekimine kabul ettiniz? Bu durumda geçtiğimiz hafta yaptığınız fikstür çekiminden önce ihracı gerçekleştirilemez miydi? Bank Asya 1. Lig’inde düşecek takım sayısı, henüz lig başlamadığı halde 3 ten 2’ye düşürülmüş oldu, bu ligdeki kaliteyi etkilemeyecek mi? Lig henüz başlamadan liglerden ihraç edilen takım neden tüm maçlarda hükmen mağlup edilir ve her maçı oynuyormuşçasına diğer takımlara 3 puan verilir?  Burada bilmediğimiz bir çıkar ilişkisi mi söz konusu? TRT’nin bu oynanmayan maçlardan doğan zararlarını kim karşılayacak? Sırf Bank Asya 1. Lig’de olduğu için Ankaraspor’a transfer olan genç futbolcuların durumu ne olacak? Bu futbolculara yazık değil mi? Bütün kulüplerin takımını oluşturduğu ve bütçelerini bitirdiği bu saatten sonra, bu futbolcular kendilerine yeni kulüp bulabilir mi?
Bu soruların yanıtları verilir ya da verilmez. Netice de yaşam da futbolda devam ediyor ve edecek. Ankaraspor yerel mahkemede açtığı davada kazanması halinde, bu soruların oluşturduğu zararların birçoğu maddi anlamda karşılığını bulur. Bu sadece TFF’nin bütçesindeki açığın büyümesine ve itibarını kaybetmesine neden olur. Telafisi mümkündür. Ancak yerel mahkemenin, Anayasa Mahkemesi’ndeki başvurusu Türk futbolu için hayati bir önem oluşturuyor. Eğer Anayasa Mahkemesi bu başvuruyu değerlendirip kanunu iptal ederse, asıl kızılca kıyamet o zaman kopacak. Böyle bir karar adeta Türkiye’nin Bosman davası olacak. İşte o zaman hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Sonuçlarını bugünden tahmin etmek çok zor. Ama TFF’nin zaten kuvvetli olmayan otoritesi, bu karar sonrası kökten kaybolacak. Asıl amacı işleri hızlandırmak ve acil kararlar vermek olan Tahkim Kurulu’nun kararları bağlayıcılığını yitirecek ve isteyen her kulüp yerel mahkemelere başvuracak. Kararların çıkması ayları, hatta yılları bulacak.  Kulüplerin TFF’den ayrılması söz konusu olabilecek.
Kısacası Türk Futbolu’nda 20 yılda oluşturulan düzen işin ehli olmayan kişiler yüzünden büyük bir kaosa doğru sürükleniyor. İş işten geçmeden TFF Genel Kurulu acilen olağanüstü toplanmalı ve kanayan yaraya pansuman yapmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder