Az sonra okuyacaklarınız aslında sporseverlerin,
futbolseverlerin ya da genel anlamıyla okuyucuların değil, futbol
yöneticilerinin, medya müdürlerinin, yetkili kişilerin yani profesyonellerin dikkatine
yazılmıştır.
Bu yazınının içeriğinde ciddi hakaretler bulunmaktadır. Bu yazının
muhataplarının normal şartlarda yüzünün kızarması, utanması gerekmektedir. Bu
kişilerin külahlarını önüne koyup bir değil bin defa düşünmesi, olanı biteni
idrak edip kendine çeki düzen vermesi gerekir. Ama hepimiz biliyoruz ki burası
Türkiye ve olması gerekenler burada asla olmaz!
Benim de içinde bulunduğum, elle sayılacak kadar az birkaç spor
yazarı, sessiz çoğunluğun haykıran çığlığı olarak çıktı ve her fırsatta belgeleriyle,
ispatlarıyla “Türk Futbolu iyi
yönetilemiyor” dedi.
Aslına bakarsanız sorun sadece Türk futbolunun iyi yönetilememesinde
değil. Sorun yönetilemeyen Türk Futbolunun kimse tarafından görünmemesinde ya
da gösterilmemesinde. Sorun var olan sorunların, hep ötelenmesinde.
Ayna görevi görmesi gereken medyamız işlevini çoktan
yitirmiş durumda. Deve kuşu misali kafasını kuma gömmüş vaziyette olan biteni
yok saymakta. Ulusal Gazetelerimizin aciz müdürleri koltukları uğruna ve pek
tabi ki ekmek paralarını kaybetmemek için tarafsızlıklarını çoktan şeytana
satmış durumdalar. Meslek onuru,
gazeteci duruşu gibi tabirler lügatlerden çıkalı epeyce bir zaman oldu.
Elbette ki yaşadığımız bu kötü tablonun mimarı
meslektaşlarım değil. Medya bu
iğrençliğin sadece piyonu ve taşeronu…
Kimimiz bilerek ve isteyerek, kimimiz ise olan bitenden bihaber bir
amaca hizmet ediyoruz. Ve amaç sahipleri çoğunlukla amaçlarına ulaşıyorlar.
Sanırım Türk Futbolunun nasıl bir çöküşte olduğunu artık
medyamız yansıtmasa da hepimiz görebiliyoruz. Takımlarımız Avrupa’da tel tel
dökülüyor, Milli Takımımız son iki büyük turnuvaya katılamadığı gibi, hazırlık
maçlarında oynadığı futbol da pek iç açıcı değil. Daha önceleri büyük
başarılara imza attığımız milli takımlar alt yapılarında sıfır başarı ile
ilerliyoruz. Yurtdışında yetişen Türk asıllı futbolcuları hep yaşadıkları
ülkelere kaptırır duruma geldik. Ve en önemlisi içine bulaştırıldığımız şike
pisliğinden hala kurtulamadık.
Türk Futbolunu üç zaman dilimine ayırabiliriz. Özerklik
öncesi, özerklik sonrası ve 2008 sonrası.
Özerklik öncesini konuşmaya bile gerek yok. Nerede olduğumuz
ve başarı-sızlıklarımız! Hepimiz tarafında biliniyor. Allah bir daha o günleri bize yaşatmasın!
Özerklik sonrası ise kendi içinde değerlendirilebilir. İlk
yıllarda Şenes Erzik ile yeni bir yapılanma süreci. Alt yapılarda ve
profesyonel kadrolaşmalarda başarılı yönetim. Ancak aşılmayan bir naklen yayın
kaosu. Ardından gelen sürekli başkanların değiştiği sancılı bir süreç. Ve son
olarak da Haluk Ulusoy yönetimi ile birlikte gelen istikrar ve gurur tabloları.
Dünya 3.lüğü, Avrupa Şampiyonluğu, Avrupa Şampiyonası’nda çeyrek ve yarı finaller…
Keşke yine bu başarılarla göğsümüz
kabarsa!
2008 gelen futbol
darbesi ve istikrarın kesintiye uğraması… Siyasi destekli bir ismin
ortalığı karıştırarak göreve gelmesi ve uzantılarının günümüze kadar futbolu
yiyip bitirmesi. Bu süreç ne zaman sona erecek sabırla bekliyoruz!
Hiçbir şey tesadüf değildir. Zira bu futbol darbesine de en
büyük desteği Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe vermiştir. Tıpkı şike sürecinde olduğu gibi bu darbe
esnasında da bir dinleme ve araştırma yapılmış olsaydı olayın vahameti ortaya
çıkabilirdi. Nitekim Türk Futbolunda nasıl çirkin ilişkilerin döndüğünü şike
süreci ve yargı gözler önüne koymuştur.
Şike süreci esnasında Türk Futbolunun önüne gelen fırsat değerlendirilmiş
olsa ve adaletin kılıcı keskinliğini korumuş olsaydı, bugün futbol geleceğine
umutla bakıyor olacaktık.
Hiç kimse kızmasın, Fenerbahçe için Türk Futbolu kurban edildi.
Fenerbahçe zarar görmesin diye Türk
Futbolunun zarar görmesine göz yumuldu.
Türk Futbolu Fenerbahçe’nin esiri olmuş durumda. Bu esaret elbette uzun sürmeyecek.
Uluslararası güçler (UEFA, FİFA) tıpkı Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe’nin yaptığı
gibi darbe yapacak ve duruma el koyacak. Türk Futbolu özgür kalacak ama o güne
kadar esaret altında alınan zararların telafisi oldukça uzun sürecek.