Uzunca bir yazı, okumayı sevmeyenler,
detaylarla ilgilenmeyenler ve sonucu merak edenler için son kelimeyi en başa
yazayım:
Ucuz
turlar; gezmek, tatil, huzur, eğlence gibi hedeflerden uzaklaşıp,
yollarda helak olmanız demek oluyor.
Kappa Tur’la yaptığımız seyahatte
yaşadığımız sıkıntıları ve tur hilelerini dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.
Ama uzun lafın kısası:
“Özellikle Kappa
Tur’dan uzak durun.”
Şimdi gelelim detaylara…
30 yıllık dostum, lise arkadaşım Ali Saygı “Hadi Yunanistan’a gidiyoruz” dedi
yılbaşı arifesinde. Tabi dostluk bu kadar eski olunca böylesi bir teklifi geri
çevirmek pek mümkün olmuyor. Ayrıca yılbaşını yurtdışında geçirmek pekte fena
fikir değildi. Ancak bunu bir turla ve üstüne üstelik otobüsle yapacağımızı
öğrendiğimde, yan çizmek için uğraşmadım değil hani.
En son 25 yıl önce bu tür bir tura katılmış olan biri
olarak, turun fiyatını öğrendiğimde endişelerim bir kat daha arttı. “Ali
bizi orada kaçırmasınlar! Bu paraya 5 günlük tur mu olurmuş?”
diye hayretimi dile getirdiysem de, geri adım atmak pek mümkün olmadı.
Selanik’te 1 gece ardından Atina’da 2 gece ve son olarak
da Kavala’da 1 gece konaklama ile 4 gece (5 gün) içerisinde toplam 3000 km kara
yolu içeren bu seyahatin bedeli sadece
129 € olunca, haliyle beklentimde sıfır düzeyindeydi. Bir seyahate çıkmadan
önce her zaman “Incığından cıncığına” araştıran ben, bu kez tek bir satır bile
okumadım. Tam anlamıyla turlar konusunda çok deneyimli olan dostum Ali’ye
teslim oldum.
Aslına bakarsanız bugüne kadar Avrupa’nın tamamına yakın
kısmını hep gezgin modunda gezmiş biri olarak, bu turistlik gezi benim için
ilginç bir deneyim olacaktı.
Turun başlamasından birkaç gün önce Kappa Tur’un bu
organizasyonunda bize rehberlik edeceğini öğrendiğimiz Mariza Hanım tarafından
kurulan WhatsApp gurubuna dahil edildik. İçimden “süper” dedim. Güzel hizmet.
Demek ki tüm seyahat boyunca buradan bilgilendirilme yapılacak, programlar,
buluşma saatleri falan duyurulacak diye düşündüm.
WhatsApp gurubunun kurucusu Mariza Hanım turla ilgili kısa
bilgiler vermeye başladı ama özellikle ekstra turların üzerinde duruyordu.
Ballandıra ballandıra anlatıyordu. Ancak otobüsle ve otelle ilgili sorulan
basit sorulara ise bir türlü yanıt alamıyorduk.
Turumuzun hareket günü, Kappa Tur’un Harbiye’de bulunan merkezi
önüne gelmemizle WhatsApp gurubunun kapanması bir oldu. Şaşırdım, ama üzerinde
durmadım. Bu gurubun kapanmasının asıl nedenini sonradan anlayacaktım!
50 kuruşluk su 2,5 TL
Ucuz tura katıldığımın bilinci ve anın keyfini çıkartmaya
çalıştığım için otobüsün eski ve bakımsız olmasına aldırmadım. Ancak telefonumu
şarj etme olanağımın olmayışı can sıkıcıydı. Otobüste bir muavin bulunmamasını geçtim, asıl en büyük şaşkınlığım 3.000 km sürecek bir yolculuk için yedek şoför olmayışı
oldu. Şehirler arası bir yolculukta dahi ücretsiz ikram edilen 50 kuruşluk Türk
markası suyun 0,50 € dan şoför tarafından satılıyor olması ise, ciddi ciddi
kazıklanıyorum hissi uyandırdı.
Kappa Tur’un Yunanistan’a giden 2 ayrı otobüsü vardı. Aynı
programın uygulandığı diğer otobüs hep bizden 30 dakika önce hareket ediyordu.
Böylece duraklanan yerlerde yoğunluk yaşanmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştı.
Türk Free Shop'una yasak!
İpsala Gümrük kapısına geldiğimizde tur gurubundaki birçok
kişi Free Shop’a girmek istediğini belirtti. Ancak Mariza Hanım Yunanistan
yasalarına göre ülkeye 2 paket sigaradan fazlasının sokulmasının yasak olduğunu,
dönüşte Yunan Free Shop’una uğrayacaklarını açıkladı. Guruptakiler haklarının 2
paket değil 2 karton olduğunu söylemesine rağmen rehber ısrarla aksini iddia
etti ve Free Shop’a girilmesi durumunda tüm otobüsün Yunan Gümrük memurlarınca
didik didik aranacağını, bu nedenle Türk Free Shop’una girilmeyeceğini söyledi.
Mırıldanmalara yol açan bu söylemden ben de rahatsız olmama karşın sıkı bir Yeşilaycı
olmam nedeniyle üzerinde durmadım. Ancak oluşan döviz kaybı nedeniyle bu konuda Türk makamlarının yapacağı yaptırımlar vardır diye düşünüyorum.
Ekstra Tur almayana ekstra muamele!
Selanik’e varmamıza yarım saat kala Mariza Hanım ekstra
turlarla ilgili kararlarımızı vermemizi ve ücretleri toplaması gerektiğini
söyledi. Özellikle kişi başı 55 €
olan Meteora Turu ve 70 €’luk
Yılbaşı gecesi yemeği üzerinde ısrarla duruyordu.
Meteora Turu ziyaretinin ilgimizi çekmediğini, kişi başı 20 € olan Corinth Kanalı’na
düzenlenecek turuna daha önce gezdiğim için katılmak istemediğimi ve yılbaşı
gecesi için çok öncesinden 40 € dan
rezervasyon yaptırdığımızı öğrendiğinde, rehberimizin suratı düştü. Tehditkâr
bir tavırla tura katılmayanları bırakacakları tesisin Meteora’ya 35km uzak
olduğunu ve 3 saat boyunca orada sıkılacağımızı ısrarla söyledi. Katılmamak
konusunda kararlı olduğumuzu görünce de epeyce bir bozuldu.
Atina’ya daha öncesinde 4 kez gitmiş biri olarak Pire
Limanı’nda ekstra tur yaparak neyi gezdireceklerini çok merak ediyordum. Mariza
Hanım “Atina’nın sahil semtlerini
göreceğiz. Pire’den başlayıp Alimos, Faliro ve Glyfada semtlerini gezeceğiz”
dedi. Glyfada oldukça güzel ve uzun bir sahil şeridi olduğu için tur bedeli
olarak kişi başı 20€ istemeleri garibime gitmişti. Ancak zaten Paşa Limanı’nda
yemek yemeği planladığım için taksinin toplam da en fazla 15-20 € gidiş yazacağını hesap ederek bu tura katılmanın mantıklı
olacağını düşündüm. Bu durumda Mariza
Hanım bana Pire Limanı gezisi ile birlikte sadece 45 €’luk Selanik Taverna gecesi ve Akropolis Rehberlik hizmetini
satabilmişti
Selanik için 1,5 saat kimseye yetmedi
Selanik’e vardığımızda meşhur Aya Dimitros Kilisesi’ne
götürüldük. Burası için ayrılan 45 dk zaman oldukça fazlaydı. Ardından bir 40
dk’da kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün doğduğu evi gezmemiz için süre
verildi. Sonrasında 40 dk. süren kısa bir panoramik turun ardından 1.5 saatlik
bir serbest zaman dilimi verildi. Güzelim Selanik’i gezmek, yemek yemek ve
sahildeki muhteşem kafelerde oturmak için toplam 1,5 saatlik süre haliyle
kimseye yetmedi.
Otelimiz şehrin oldukça dışında, sanayi bölgesi kabul edilen
bir yerde 45 dk’lık bir mesafedeydi. Sanırım Yunanistan’ın otel değerlendirme
kriterinde bir sıkıntı var. Çünkü 4 yıldızlı denilen otele Türkiye’de 2 yıldız
veren kişi görevden alınır. Gece kişi başı 45 € olan tavernaya gelmeyenlerin
otel dışına çıkmaları hemen hemen imkânsızdı. İtiraf etmeliyim tavernada
oldukça eğlendik. Yemeklerde güzeldi. Yemek sonrasında otele dönmemiz gece
01.00 civarı olmasına rağmen sabah 06.00’da kalkmak oldukça yorucuydu.
Çay Bahçesine hapis olmayın. Meteora taksi ile sadece 20 €
Atina’ya giderken Meteora Turu’nu gerçekleştirmek için
orta Yunanistan üzerinden giderek yolu epeyce bir uzattık. Tura katılmayanlar
kuş uçmaz kervan geçmez yerdeki bir çay bahçesinde 3 saat oturup otobüsü
beklemek üzere indirildi. Dostum Ali ise eşi ve çocuğu ile birlikte bu ekstra
tura katılmak için 165€ vermiş ve
otobüsle devam etmişti. Bırakılan yer adeta tura katılamayanları cezalandırmak
için seçilmiş gibi gözüküyordu.
Ekstra
turlar katılımcılar için olduğu kadar, katılmayanlar için de uygun şekilde
tasarlanmalı diye düşünürken bir ailenin taksiye bindiğini gördüm.
Yakınlardaki bir merkeze gideceklerini düşünürken, Meteora’ya gideceklerini
taksinin kendilerini toplam 20 € tüm her yeri gezdireceğini öğrendim. Meğer
Meteora, Mariza Hanım’ın bahsettiği gibi 35 km uzaklıkta değil, 10 km
ilerideymiş. Zaten akıllı telefonumdan haritaya bakınca Kalabaka kasabasının
çay bahçesine sadece birkaç km olduğunu gördüm. O zaman turun politikasını
anladım. İyi niyetim, saflığım o andan itibaren sona erdi.
Kafeye girerek bana bir taksi çağırmalarını rica ettim.
Ancak kafedekiler taksi çağıramayacaklarını, bunun anlaşmalarına aykırı ve
yasak olduğunu söylediler. Bunun üzerine hemen yolun karşındaki evin bahçesinde
oturan semt sakinlerine durumu anlatarak yardım istedim. 74 yaşındaki bir
Avusturalya kökenli Yunan vatandaşı Paul bizi taksi fiyatına Meteora’ya
götürebileceğini söyledi. Paul Amca! 2 saat boyunca bize her yeri gezdirdi.
Kalambaka kasabasını bile gezdik. Tur otobüsü gelmeden önce de tekrar getirip
çay bahçesine bıraktı. Bununla ilgili olarak ne tur yetkilisi Mariza Hanım’a ne
de turdaki diğer kişiler tek kelime etmedim. Ama arkadaşım Ali’ye olanları
anlattım. Ali benim 20 € gezdiğim yeri 165 € gezmenin kızgınlığı içindeydi ama o
da turun geri kalanında huzur bozulmasın diye sesini çıkarmadı.
Otel değil batakhane!
Atina’ya vardığımızda yarım saati geçmeyen bir panoramik
tur yaptık. Her ne kadar sıfır beklenti içindeyim desem de Atina’daki otel tam
bir faciaydı. 129 € tur satan bir
firmanın konaklatacağı otel, elbette pansiyondan hallice olacaktır. O bakımdan
transfer araçları ve konaklama yerleriyle ilgili beklentim de gerçekçi olup
daha az hayal kırıklığı yaşamak, tatilimi daha keyifli geçirme peşindeydim. Fakat
Atina'da 2 gece konaklatılan Aristoteles Otel gerçekten batakhane gibiydi. Otel
şehir merkezinde, ancak Atina'nın en kötü ve güvensiz mahallesinde. Odaların
kapıları kartondan yapılmış gibi, bir omuz atsanız yerle bir olur. Oteldeki
klimalar çalışmıyor. Odalar buz gibi, buzdolapları çalışmıyor. Kahvaltı salonu
toplam 10 metrekare falan. Elinizde tabakla 15 dakika ayakta beklemeniz
muhtemel.
Ve Pire Turu. Meğer tur dedikleri şey Paşa Limanına
götürmekten ibaretmiş. Giderken Pire Limanına girip Limandaki gemilerle fotoğraf
çektirmeyi tur sayarsak durum başka tabi. “Çarşı
kapalı bu saate gidip ne yapacaksınız” diyerek götürülmediğimiz Glyfada’nın
G’sini bile göremedik.
Otobüslerde gizli kamera skandalı
Neyse ki ertesi sabah Akropolis Turu sonrası özgürlüğümüze
kavuştuk. Corinth Kanalı Turu’na yetiştirmek için yarım yamalak yaptıkları ve
erken bitirdikleri Akropolis Turu sonrasında rehberimizden ayrılarak, doya doya
Plakayı ve Atina’yı gezdik. Zaman kaygımız olmadan ara sokaklarda
kaybolurcasına dolaştık, Yunan yerel mutfağını tattık.
Akşam otele üstümüzü değişmeye gittiğimizde yılbaşı yemeği
için hareket etmek üzere olan kafile ile karşılaştık. Gideceğimiz yer aynı
yerde ve çok yakındı. Tüm kafilenin içinde Mariza Hanım’a “Biz de otobüsle gelebilir miyiz?” dediğimiz de büyük bir tepkiyle
karşılaştık. Bizi kafileden uzak bir köşeye götüren Mariza Hanım, “Şirketimizin
katı kuralları var. Ekstra Turlara katılamayanları hiçbir şekilde otobüsümüze
alamayız. Otobüste gizli Kamera var! Sonra ben ceza yerim” şeklinde bir
açıklama yaptı.
Özrü kabahatinden büyüktü! Bir müşterisini aynı yöne
gitmesine rağmen otobüse almaması ayıptı ama otobüs içinde hiç kimsenin bilgi ve izni olmadan görüntü ve ses kaydı
yapması suçtu! Görüntü kaydının yasal ve etik olmadığını, otobüse
alınmayışımızın ise ayıp olduğunu izah etmeye çalıştığımızda agresifleşen
Mariza Hanım, derdini Marco Paşa’ya anlatırsın bağlamında “Kurallar firma tarafından belirlenmiştir, şikâyetinizi merkez ofisine
iletin” diye kestirip attı.
Biz önceden ayarladığımız yerde harikulade bir yemek ve
sirtaki eşliğinde muhteşem eğlendik. Otele döndüğümüzde turla tavernaya giden
ekiple karşılaştık. Gittikleri mekân gerçekten çok iyiymiş, iyi eğlenmişler ama
servis kalkmalarına yakın başlamış ve yemekleri çok kötüymüş. Bildiğiniz aç
kalmışlar.
Ertesi sabah gerek yorgunluktan gerekse de yaşanan
memnuniyetsizlikten otobüste herkesin suratındaki gerginlik çok net okunuyordu.
Mola verilecek, yemek yenilecek, alışveriş yapılacak
yerlerin önceden çok katı bir şekilde belirlenmiş olması ve buraların
kalitesinin düşük, fiyatlarının normalden pahalı olması kafilenin tepkisi
çekmeye başlamıştı. Örneğin seçtikleri mekanda 1 tabak Greek Salatayı 9 € ya yiyebiliyorsunuz!
Silah zoruyla bahşiş
Benim bildiğim bahşiş isteğe bağlıdır ve gönlünden ne
koparsa o verilir. Daha turun bitmesine bir gün olmasına rağmen Mariza Hanım
Kavala yolunda şoför için bahşiş topladı. İşin garibi kişi başı 5 € olarak bedel belirlenmesiydi. Arka
sıramda oturan tur konukları o an üzerlerinde olan bozuk paraları 8 €’yu vermek istemelerine rağmen
Mariza’nın ben bütün parayı bozarım diyerek kabul etmeyişi terbiyesizliğin ne
boyutta olduğunun göstergesiydi. Tura katılan ve yaş ortalaması oldukça yüksek
olan 10 kişilik bir gurup ise olan bitenin farkına varmayarak dayatılan her
şeyi kabul ediyordu. Nitekim bu guruptan bir kişi de Mariza Hanım için bahşiş
topladı. Ancak toplayan kişinin tüm dil dökmelerine rağmen bu gönüllü bahşiş
organizasyonuna katılımın düşük olması Mariza Hanım için büyük hayal kırıklığı
olsa gerek!
İsyan işe yaradı
Kavala’ya geldiğimizde ipler koptu. Diğer şehirlerde
yaptıkları senaryoyu burada da uygulamaya kalktıklarında insanlar isyan
bayrağını çekti. Otobüsle yapılan kısa şehir turu sonrası serbest zaman olarak
sadece 45 dk tanınması ve hemen ardından etrafında başka alternatif olmayan bölgede
yemek için 2 saat ayrılması fitili ateşledi.
Turun büyük bir bölümü Mariza Hanım’la konuşmak istedi.
Mariza Hanım ise telefon gelmiş gibi yaparak bu guruptan adeta kaçtı.
Sonrasında telefonla arayanlara ise hareket saatinde otobüsün kalkacağını,
gelmeyenlerin yemek yerine kendi olanakları ile gelmesi gerektiğini söyledi.
Hatta bazı karşı çıkan misafirlerin suratına telefonu kapadı. Benim ise
telefonuma bile çıkmadı!
3 Saat boyunca Kavala’da gezdik. Oldukça ucuz
sayılabilecek muhteşem bir yemek yedik ve Kavala kurabiyesi aldık. Sonrasında
da o ana kadar kaynaşamadığımız turdaki diğer insanlarla kaynaştık. İşte o an
neden Mariza Hanım’ın WhatsApp gurubunu daha yolun başında kapadığını anladım.
Bizim kendi aramızdaki iletişimimizi kısıtlamak ve bu tür kendi çıkarlarına
ters düşecek isteklerin önüne geçmek oldukça önemliydi.
Bir dövmedikleri kaldı
Bu isyankâr gurup kararlı duruş sergileyince otobüs 2 km
öte de bulunan yemek bölgesinden seve seve bizi almaya geldi. Biz kendi aramızda anlaşmış ve durumu
uzatmamak konusunda fikir birliğine varmıştık. Hiç birimiz bir şey söylemeyecek
ve böylece olası tatsızlığın önüne geçecektik. Lakin diğer otobüsün tur rehberi
Mehmet Bey ile gelen Mariza Hanım bu isyankar gurubu ilkokul çocuğunu azarlar
gibi azarlamaya kalkınca ipler koptu. Ben başta olmak üzere guruptaki herkes
içini dökmeye başladı. İşte tam bu sıra şoför otobüsü ani bir frenle durdurarak
tartışmaya dahil oldu. Otobüsün bu şekilde ani frenle durdurması gerginliğin
daha da artmasına neden oldu. Bazı kişiler neredeyse olayı fiziki kavgaya
dönüştürecekti ki araya girenler sayesinde biraz olsun durum kontrol altına
alındı.
Tur sonrasında epeyce bir araştırma yaptım elbette. Şikâyet
sitelerinde yaşadıklarımızın neredeyse aynısını, hatta çok daha beterini yaşayan
insanlar olduğunu gördüm. 2002 yılında Biri Bizi Gözetliyor (BBG) yarışmasında
birinci olan Kaan İşçil’in kazandığı
parayla kurduğu Kappatur bu mantıkla
devam ederse yolun sonunu getiremez.
Eğer Kappa Tur ve Mariza Hanım’ın yaşattıklarını bir
kenara bırakacak olursa genel olarak güzel bir geziydi. Kendi eğlencemizi
kendimiz oluşturmayı başarabildik. Lise dostumun ailesi ile birlikte olmak,
sohbetler, güzel Yunan Yemekleri, taverna ortamı ve her ne olursa olsun yaşanan
tatsızlıklar hafızalarımızda yerini aldı.
Ama bir daha mı asla Kappatur’un kapısının önünden geçmem!
Siz siz olun asla bu tür hataya düşmeyin ve dostlarınız uyarın.