Fatih Terim’in istifasının ardından, aylarca peşinden koşulup Şubat ayında şartlı olarak ikna edilerek anlaşılan Hollandalı teknik adam İstanbul’da yaptığı ilk basın toplantısında “'İşimin en büyük ve sevdiğim kısmı, Türkiye'deki maçları takip etmek olacak. Zaten oynayan oyuncuları seçiyorum. Pek çok maçı ve oyuncuyu görmek için sabırsızlanıyorum. Birçok oyuncuyu takip ediyorum, ama bunu derinleştirmem gerek. Milli takım olarak pek yerinizde duramazsınız. Seyahat etmek durumundasınız. Ben de seyahat eden bir yöneticiyim. Türkiye'de olduğu gibi yurt dışında da seyahat edeceğim. Avrupa'ya da gideceğim. Burada da vakit geçireceğim” diyerek aslında part-time çalışacağının sinyallerini vermişti.
Nitekim, ABD’de yapılan ve bir hazırlık kampından çok turistik seyahati andıran maçların ardından, Romanya maçına kadar olan süre içinde, Hiddink’in TFF’nin İstinye’de bulunan binasında kendisine tahsis edilen odasında harcadığı mesai sayısı bir elin parmaklarını geçmedi.
Rusya Milli Takımını 7 milyon euro yıllık ücretle çalıştıran Guus Hiddink’in, A Milli Takımın başına yaklaşık 4 milyon euro gibi rakama gelmesi herkesi şaşkına çevirmişti. Fakat olayın gerçek yüzü kısa sürede ortaya çıkmış ve aslında Hollandalı teknik adam milli takımımızı çalıştırmak için adeta küçük bir servetin altına imza attığı basına yansımıştı. Maç başına galibiyet primi 300 bin euro alacak olan Hiddink, Avrupa Şampiyonasına milli takımımızı götürmesi durumunda 2 milyon euro ekstra prim alacak. Hollandalı bunun dışında çeyrek final için 2, yarı final için 3, final için 4, Avrupa Şampiyonluğu için de 5 milyon euro prim alacak. Bu arada Hiddink'in, Türkiye'ye gidiş gelişlerindeki tüm birinci sınıf uçak biletleri de TFF tarafından karşılanacak. Ayrıca Hollandalı teknik adamın Türkiye'de kaldığı süre içinde Çırağan'da konaklayacağı ve otel odasının ücretinin de TFF tarafından ödenecek.
Part-time çalışma için oldukça iyi rakamlar olsa gerek!
Şimdi sıkı durun! Bu büyük rakamlarla göreve gelen, yardımcılıklarını Oğuz Çetin ile Engin İpekoğlu’nun yaptığı Guus Hiddink’i, yaklaşık 14 teknik adam ve eski futbolcudan oluşan bir ekip destekliyor.
Ben TFF’de görev aldığım dönem içinde Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Ersun Yanal ve Fatih Terim gibi birbirinden değerli tam 4 farklı yerli teknik adamla A Milli takımda birlikte çalışma fırsatı buldum. Milli Takımlardaki işleyişi de çok iyi bilirim. A Milli Takım’ın yaklaşık 30 kişilik geniş aday kadrosu vardır. Milli Takım işte bu aday kadro içinden seçilir. Çok özel ve olağanüstü bir şey olmadıkça bu kadronun dışına çıkılmaz. Bu futbolcular periyodik olarak takip edilir. Ümit Milli Takım ve alt yapı da zaman zaman bu aday kadroyu şekillendirir.
Aldığı ücret Hiddink’in yarısı kadar bile olmayan ama buna karşın çok büyük eleştirilere maruz kalan eski teknik direktörümüz Fatih Terim, tıpkı diğer yerli hocalarımız gibi her gün sabah erkenden görevinin başına gelir, tüm mesaisini sonuna kadar TFF için harcar ve Türk futbolunun gelişmesi için kendisinden de bir şeyler katarak saha dışında da çalışmalarda bulunurdu. Katıldığı sosyal sorumluluk projelerini saymıyorum bile. Oynanan bütün maçları ya bizzat kendi izler ya da beraber çalıştığı A Milli Takım antrenörlerine izletirdi. Ekibinin yetişemediği durumlarda ise Ümit Milli Takım ve alt yapı hocalarından ek yardım alırdı.
Hiddink’in göreve getirilmesiyle birlikte A Milli Takım Maç ve Oyuncu İzleme Bölümü adında bir departman kuruldu. Yaklaşık 14 eski futbolcu ve antrenörden oluşan bu bölümün sorumluğunu Gökhan Keskin ve Zeki Önatlı birlikte üstleniyor. Yani 30 futbolcuyu takip etmek için Oğuz Çetin ve Engin İpekoğlu dışında 14 kişi. Her 2 futbolcuyu 1 hoca izliyor demektir bu.
Elbette böyle olunca hangi teknik adam olursa olsun part-time çalışır tabi.
TFF bünyesinde şu anda çalışan kaç antrenör çalışıyor ve bütçeye nasıl bir yük veriyor çok merak ediyorum. Sadece şu yukarıdaki antrenör sayısı ve rakamlar bile TFF’nin dev bütçesinin nasıl açık verdiğini, neden ibra edilmediğini gösteriyor.
Bazı yazıları yazarken gerçekler ve doğrular adına istemeden de olsa sevdiğiniz insanlara zarar verebilirisiniz. Bu departmanda çalışan isimlerin birçoğu benim yakından tanıdığım ve çok sevdiğim insanlar. Ancak doğru bildiğin yolda yalnız kalmayı göze almak gerekiyor. Elbette TFF’den futbola hizmet etmiş, emeği geçmiş eski futbolcu ve antrenörlerin ekmek yemesi gerekiyor. Bu emektarlara tabi ki bir istihdam açılması gerekiyor. Ama bunun yeri yetişmiş futbolcuların mücadele ettiği A Milli takım yerine, futbolcu gelişimi ve yetiştirilmesi olmalı.
Bu arada eski bir TFF çalışanı olmanın avantajıyla bazı bilgiler kulağımıza gelmiyor değil hani. Mesela A Milli Takım dışındaki bütün kategorilerin başında bulunan ve bir anlamda Türk futbolunun geleceğine yön veren, Fatih Terim’den önce A Milli Takım’ın hocası olan Ersun Yanal hala Guus Hiddink ile bir araya gelmiş değil. Ne acıdır ki Yanal’la, Hiddink’i bir araya getirme çabaları maalesef aylardır gerçekleşmiyor. Yanal randevu talebine hala yanıt alabilmiş değil! Bu buluşmanın gerçekleşememesinin nedeni, part-time hocamızın vakitsizliği midir yoksa bu buluşmayı organize edecek kişilerin güç ve yetki hırslarının, akıl ve mantıklarının önüne geçmesi midir bilinmez? Ancak bildiğimiz bir şey var ki part-time hocamızın telefon numarası, yardımcısı Oğuz Çetin dışında TFF’de hiç kimsede yok.
Kim ne derse desin, bugün A Milli Takımın başında Guus Hiddink değil, Oğuz Çetin var. Çünkü buradaki bütün koordinasyonu yapan, takımı şekillendiren, isimleri belirleyen, Hollandalı’ya raporlayan ve idari işleyişi şekillendirip kontrol eden kişi Oğuz Çetin’dir. Bir anlamda A Milli Takımımızın gölge teknik direktörüdür.
Hal böyleyken full-time yerli hocalarımızın başaramadığı ekol oluşturma becerisini, part-time hocamız Guus Hiddink mi gösterecek? Zaman bunu hepimize gösterecek.